Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Saim TUNÇMAN

Saim TUNÇMAN


Ben çocuğuma anlatamadım, siz bir şey söyleyin

22 Ekim 2019 - 11:12

Bir süredir Ortur bölgesinde ikamet ediyorum. Yaz aylarında hem görsel açıdan hem de sağlık açısından zararları olan ciddi bir sorundan bahsetmek istiyorum. Kendi çektiğim fotoğrafların yanı sıra çok sayıda fotoğrafı takipçilerim gönderdi. Hatta Biga'da futbol dışında da spor dallarının olduğunu ortaya koyan, bisiklet konusunda ciddi bir farkındalık oluşturan ekibin içinde yer alan doktorumuz Ahmet Zeren başta olmak üzere çok sayıda sosyal medya paylaşımını da takip ettim.

Herkesin sorduğu tek bir soru var.

Biz neden fotoğraflarda açıkça görünen bu dumanı solumak zorundayız? Çocuklarımız neden bu dumanın olumsuz etkilerine maruz kalmak zorunda?

Benim de çocuğum var ve inanın bu durumu açıklamakta zorluk çekiyorum.

"Bu duman zararlı değil mi baba?"
"Madem zararlı neden hiçbir kurum müdahale etmiyor?"
"Devlet bu tür zararlı şeylere karşı bizi korumak zorunda değil mi?"

Bu soruları tüm çocuklar soruyor. Peki çocukların bile bu denli mantıklı sorular ürettiği bir konuda neden hiçbir şey yapılmıyor? Neden hiçbir ilgili kurumdan tek bir açıklama yapılmıyor?

Birlikte yaşıyorsak, birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Aileler sorumlu davranarak sosyal medya sayfalarında bu konuyu gündeme taşıdılar. Biz yerel gazeteciler bu konuda haberler yaptık. Ancak hiçbir gelişme olmadı. Her yaz aynı manzara ile karşılaşıyoruz.

Vatandaşlardan bu konuda herhangi bir çaba göremiyorsak, yetkililerin müdahale etmesi gerekiyor.

Birkaç sıkıcı laf etmek gerekirse;

Tarım ve Orman Bakanlığı bu konu hakkında (2019 / 2 Sayılı Valilik Tebliği) yayınlayarak bunların önlenmesi gerektiğini belirtmiş ve yine aynı tebliğde ''Bu duruma binaen, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20'nci maddenin (l) bendinde "anız yakanlara her dekar için 60,11 TL idari para cezası verilir. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskûn mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat artırılır." hükmü gereği hazırlanmıştır.'' denilmekte.

Kontrol olmayınca anızlar yakılmaya devam ediliyor. Çiftçi bilgilendirilse bunun bunun önüne geçilmiş olur. Anız yakmanın zararları sadece bunlarla sınırlı değildir. Anız yakmanın sayısız zararlarından bazıları şunlardır:

-Anız yangınları toprak içerisindeki faydalı canlıların ve topraktaki organik maddenin yanarak yok olmasına neden olur. Toprak organik maddesi yok edildiğinden, toprak verimliliği azalır, canlılarının beslenme ortamı yok edilir.
-Anız yakılan toprakta bitkilere yarayışlı besin maddeleri azalmakta ve zamanla toprağın verimliliği düşmektedir. Verimli tarım topraklarımız zamanla verimsiz çorak topraklar haline gelmektedir.
-Anız yakılması su ve rüzgâr erozyonunu artırmakta, bu nedenle toprağın en değerli üst katmanları rüzgâr ve su ile taşınarak yok olmaktadır.
-Anız yakma sonucunda doğal denge bozularak zararlı böcekler ve hastalıklar çoğalmaktadır.

Tarım ve Orman Bakanlığı sitesine göre;

Anız yangınlarına engel olmak amacıyla; biçerdöverle hububat hasadı, toprak yüzeyine yakın yapılmalıdır, böylece kalan sap miktarı az olacağı için çürümesi ve mikroorganizmalar tarafından parçalanması daha kolay olacaktır. Hububat hasadı yapıldıktan sonra biçerdöverin arkasında bıraktığı sap samandan oluşan namlular balya makinesi ile balyalanarak hayvan yemi olarak veya ahırlarda altlık olarak kullanılabilir veya sanayide kâğıt ve karton yapımında kullanılabilir. Namlu denilen bu sap ve saman tarladan uzaklaştırıldıktan sonra geriye kalan anız sap parçalayıcı makineler ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır. Bu şekilde bir toprak işleme ile anızın toprağa karıştırılması toprağa birçok fayda sağlar ve anız yakmanın doğuracağı zararlar da önlenir. Toprak işlemesiz tarım yapılarak tohum doğrudan anıza ekilebilir. 2872 Sayılı Çevre Kanunu kapsamında, anız yakanlara idari para cezası verilmektedir. Ayrıca anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskun mahallerde işlenmesi durumunda ise bu ceza beş kat arttırılmaktadır.

Sayın idareciler,
Kıymetli Kaymakamım,
Saygıdeğer çiftçiler,

Benim çocuğumun adı Toprak. Buyrun siz anlatın Toprak'a, niye göz göre göre zehir soluduğunu...

YORUMLAR

  • 0 Yorum