YSK halkın iradesine el koyarak HAYIR çıkan sonucu EVET e çevirmiş ve bu seçimi hukuk dışı aklamaya çalışmaktadır.
Kanun emri sabittir. Mühürsüz bir zarf sandığa atılırsa geçersiz sayılır. Yine bu konuda YSK eski başkanı Muammer AYDIN “Mühürsüz oyların iptal edilmesi yasa gereğidir” diyor. Hukukçular ile birlikte, kanun gerekçesi ile hazırladığımız itirazımızdaki talep seçim kanununa göre karar verilmesidir. Fakat YSK itiraz dilekçemize yine içtihat yaparak karar vermiştir. YSK ’nın böyle bir yetkisi yoktur. Kanunda açıkça “mühürsüz oylar geçersizdir” hükmü varken bizler yorum yaparak böyle bir itirazda bulunmuyoruz. YSK dan bugüne kadar hiçbir imtiyazlı karar isteğimiz olmadı, yine gibi bugünde böyle bir talebimiz yok. Bizim itirazımız yoruma kapalı ve kanunda açıkça sabit olan bir durum için YSK ’nın imtiyazlı karar almasıdır. YSK kanunların gereğini yerine getirmelidir yoksa bu seçim meşruiyetini kaybeder.
Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ “Anayasa Mahkemesi'nin başvuru olması halinde bunun reddi dışında bir seçeneği yok” diyerek Anayasa Mahkemesinin vermesi gereken kararı emrediyor. Kendilerini hukukun üstünde ve görev sınırlarını kendileri istedikleri gibi belirleyen hükümet halkı yanılttı, YSK ’yı taraflı karar vermeye zorladı şimdide Anayasa Mahkemesinin ne kadar vereceğini emrediyor. Referandum sürecinde biz bu zihniyete hayır demiştik. Şuan görüyoruz ki daha seçimin ertesine alınan kararlar bir kişinin isteği üzerinedir. YSK’nın aldığı karar açıkça kanunlara aykırıdır.
2010 yılında düzenlenen 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunun 98. Maddesinde ‘Mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır.' Yapılan değişiklikten sonra 2011 genel seçiminde, 2014 yerel seçiminde, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 2015 yılında yapılan 1 Haziran ve 1 Kasım seçiminde bu kurala uyan ve bu doğrultuda kararlar alan YSK başkanı Sadi GÜVEN, bu seçimlerde adeta sonuca göre hazırlanmış açıklamayı yapmıştır.
Anayasanın 298 sayılı kanunda açıkça yazdığı halde seçim kurallarını tekrar hatırlatır nitelikte 14 Şubat 2017 tarihinde 135/1 sayılı genelge yayınlamış ve mühürsüz oy geçersiz demiştir, yine 15 Şubat 2017 tarihinde 103 sayılı kararında mühürsüz oylar geçersizdir demiştir.
Bakın tüm bu kanun ve genelgelerin üzerine YSK 16 Mart 2017 referandum sabahı saat 05:28 de tüm sandık kurulu başkanlarına mesaj atıyor ve oy pusulalarında mühür olsun diyor.
Tekrar ifade ediyorum 16 Nisan günü oy sayımında yurt dışı seçmen oyları için uygulanan mühürsüz oylar geçersizdir kararı, yurt içi seçmen oyları için uygulanmıyor. Aynı gün iki farklı skandal kararı alan YSK seçime gölge düşürmüştür. Vatandaşlarımızın ve bizlerin talebi, yangından mal kaçırır gibi seçimi aklama çabası göstermek yerine kanunlar gereği işlem yapmasıdır.
16 Nisan günü doğu illerindeki oy kullanımı bitiyor ve Yurtdışı oylarla birlikte sayım başlıyor. Saat 16:10 da AK Parti temsilcisi Recep ÖZEL, YSK ya müracaat ediyor ve aceleyle gündemine alıp karar veren YSK, 16:50 de mühürsüz oylar geçerlidir diyor. YSK Başkanı Sadi Güven televizyona yaptığı açıklamasında da açıkça itiraf edip, bu kararı AK Parti temsilcisi istediği için aldık diyor.
YSK, Kanunu, Anayasayı, Hukuku ve kimseyi tanımıyor. Kimseyi derken bir parantez açmakta fayda var. Sadece AK Parti’yi ve onun isteklerini tanıyor. Tekrar ifade ediyorum; Kanun açıkken YSK içtihat yapamaz, imtiyazlı karar alamaz.
YSK aldığı skandal kararı savunmak ve içine düştüğü garabeti örtmek için 1994 ve 2004 yıllarındaki kararları internet sitesinde yayınlıyor. Oysa bu tarihler 2010 yılında çıkan kanundan öncedir. 2010 yılında çıkan kanunda konu açık bir şekilde açıklanmıştır.
Biliyoruz ki 2014 yerel seçimlerinde Bitlis Güroymak ta BDP ’nin kazandığı seçimi sandıktan 1 mühürsüz oy çıktı diye iptal ettiler. Peki itirazı yapan kimdi? AK Partiydi. Seçimi 1 oy yüzünden iptal eden AK Parti, binlerce mühürsüz oy için YSK ya Kanunsuz gerekçeler ile karar aldırmakta ve açıklama yaptırmaktadır.
AK Parti temsilcisi Recep ÖZEL yasaya aykırı bir başvuru yapıyor. YSK başvuruyu yasalara göre değil, iktidar baskısına göre değerlendiriyor. Yasa açık, uygulamalar açık, genelgeler açık, YSK’nın emsal kararları açık ve olay net bir şekilde açık. YSK’nın yapması gereken başvuruyu yapan kişiye, Kanun Maddelerini gerekçe göstererek yanıt vermesidir. Fakat aceleyle, peki nasıl isterseniz öyle olsun diyerek gündemine alan YSK oy birliği ile kanunsuz karar almıştır. Bu skandal karar halkımızın nezdinde masa başı operasyondur ve seçim EVET oylarının kazanması üzerine kurgulanmıştır.
Geçtiğimiz gün ifade etmiştim bu seçim şaibeli olmanın ötesinde tam anlamıyla kanunsuzluktur. Bu referandum için yaptıklarına oy hırsızlığı bile diyemeyiz çünkü hırsızlık gizli yapılır. YSK Halkımızın gözünün içine bakarak milletin iradesine el koymuştur. YSK seçimi seçim olmaktan uzaklaştırıp sonucu çoktan belli olan ve toplumu kutuplaştıran bir karara mühür vurmuştur. Mührünü kalkın iradesi ve kanuna göre değil, AK Partinin isteğine göre kullanmıştır.
YSK İtiraz başvurularımızı bire karşı 10 oyla reddetti. İtirazımızı Haklı bulan Yargıtay kontenjanından YSK’ya üye seçilen Cengiz TOPAKTAŞ Anayasa ihlalini gerekçe göstererek bir oyla ‘muhalefet şerhi’ koydu. Cengiz TOPAKTAŞ yaptığı açıklamasında “Oyların mühürsüz olması referandumu yargı denetiminden çıkarır. 98’inci ve 101’inci maddelerde seçmen pusulası ve zarfların mühürlü olması şartı vardır. Anayasanın 79’uncu maddesi, seçimlerin yargı denetiminde yapılacağını hüküm altına almıştır. Burada Anayasa’nın ihlali söz konusudur.” #HayırDahaBitmedi
YORUMLAR