Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Dr. Abdurrahman KUZU

Dr. Abdurrahman KUZU


YENİ TÜRKİYE YOLUNDA YENİ BİR ÇANAKKALE

31 Aralık 2016 - 14:58

 

         Tarihin seyrini değiştiren büyük savaşların yaşandığı,  toprağının kahramanlık mayasıyla yoğurulduğu,  aziz milletimizin bir önsözü, cennet vatanımızın manevi başkentidir Çanakkale'miz. İl sınırlarının 9737 kilometrekarelik bir alanı kapsadığı, nüfusunun çoğunluğu genç ve eğitim düzeyi ülke ortalamasının üzerinde olan Çanakkale’miz her açıdan sahip olduğu birçok potansiyeliyle yapılacak doğru ve kaliteli hizmetlerle gelecek vadetmektedir.

       Binlerce yıl tarihe tanıklık eden, yüzlerce yıl da payitaht olan İstanbul’a, konumu ve önemiyle eşdeğer olabilecek tek coğrafya Çanakkale’dir. Çanakkale, Asya ile Avrupa’nın, Marmara ile Ege’nin buluştuğu bir konumda; medeniyetlerin, kültürlerin ve tarihin kesişme noktası olan bir kenttir. Tarihi ve turistik özellikleriyle her zaman ön planda olan ve sahip olduğu Boğazı, Şehitlikleri, Gelibolu yarımadası, Kaz dağları, termal suları, Bozcaada'sı ve Gökçeada'sı, Truva ve Parion'u gibi doğal, antik ve manevi değerleriyle her geçen gün daha da ilgi toplayan Çanakkale’nin bu denli turizm potansiyeline sahipken turizmden hak ettiği faydayı sağlayamıyor olması oldukça üzücüdür.

       Çanakkale’nin turizmdeki en büyük kaybı ise ziyaretçilerini şehirde tutamıyor olmasıdır. Eğer siz gelen turisti konaklatmazsanız, kentin içinde tutmazsanız; günü birlik ziyaretçilerle turizmi canlandırmaktan, bacasız fabrika olarak tabir eden bu sektörden Çanakkale’ye katma değer kazandırmaktan bahsedemezsiniz. Turist gelecek, şehrinizde konaklayacak ki esnaf kazanacak, tesisleriniz kazanacak sonuç olarak Çanakkale kazanacak. 2014 yılında 580 binden fazla turist çeken Çanakkale de ortalama konaklama süresi ise 1,3 gün. Durum ortada, Çanakkale’yi geçip gidilen değil, kalınan bir kent haline getirmek zamanı çoktan geldi geçiyor bile…

       Bu gün Türkiye’de yaz turizminde başı çeken Antalya’nın bile 640 bin km denize kıyısı varken Çanakkale’mizin kıyı uzunluğu 671 km. Deniz turizmini canlandırabilecek ve özellikle Marmara Denizi’ndeki marinalardan yola çıkarak Güney Ege ve Akdeniz sahillerine inen yatların uğrak noktası olabilecek bir konumdayız. Bu da yat turizmi ve deniz turizminde de ne denli büyük potansiyele sahip olduğumuzun apaçık bir göstergesidir.

      18 Mart 2017’de temelleri atılacak olan Çanakkale Boğaz Köprüsü ve İstanbul-İzmir Otoyoluyla Çanakkale tarihinde eşi görülmemiş bir kalkınma ve gelişime hep birlikte şahit olacağız. Hükümetimizin bu dev projesiyle Çanakkale’miz, ana pazar olan İstanbul’a daha da yakınlaşacak ve yatırım konusunda tabiri caizse İstanbul’dan bile daha avantajlı hale gelecek.  Çünkü İstanbul’un üç katı uzunlukta bir boğazı ve İstanbul gibi kıyıları yağmalanmamış bir kent var karşımızda.

    Coğrafyamız sahip olduğu; iklimi, nitelikli insan kaynağı ve benzersiz konumu ile turizm, lojistik, tekno-sanayi, enerji gibi konularda özellikle son zamanlarda iyice öne çıkmaya başladı. İşsizlik oranının en düşük, istihdamın en çok arttığı il olan Çanakkale’miz lojistik altyapısıyla Güney Marmara’nın ekonomik gelişiminde dünyaya açılan penceresi olacak bir potansiyele sahiptir. Ancak sahip olduğumuz bu ekonomik potansiyelimizle büyük yatırımcıları bölgemize çekecek, yatırımları daha da artıracak proje ve hizmetlerle Çanakkale’yi ve Çanakkaleli hemşerilerimizi buluşturmalıyız.

   Bakınız, Kalkınma Bakanlığı’nın ‘İllerin ve Bölgelerin Sosyoekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması’nda Çanakkale, sosyoekonomik gelişmişlikte Adana, Kayseri, Konya, Manisa, Gaziantep gibi önemli kentleri de geride bırakmıştır. Bakın, “Ege-10 İller Arası Rekabet Endeksi” başlığıyla yapılan bir çalışmada da Ege bölgesindeki 10 ilin yatırım potansiyeli araştırılmış. Çalışmanın sonucunda ise birinciliği büyükşehir özelliğiyle İzmir alırken, Çanakkale ikinci olmuş. Bu ne demek; Çanakkale yatırım yapılacak bir yer demek, sanayicisi, yatırımcısı, iş adamı buralara gelecek, iş yapacak istihdam sağlayacak demek.

       Biliyoruz ki memleketimiz Çanakkale’nin en geniş çalışma alanı ve en yüksek potansiyele sahip bir diğer sektörü tarımdır. Ayçiçek üretiminde Türkiye’de ikinci, zeytinde dördüncü ve domateste altıncı sırada yer alıyoruz. Peynircilikde ise tüm Türkiye’de markalaşmış haldeyiz. İlimizde 50.000’den fazla arı kovanından çoğu çam balı olan kaliteli ballar üretiliyor. Hatta Osmanlı döneminde saray mutfağının çoğu ihtiyacı yöremizden toplanırmış. Yani bereketli topraklara sahibiz. Yani tarıma dayalı sanayinin gelişiminde öncü olabilecek bir iliz. Bu sebeple Çanakkale’de tarıma dayalı sanayi gelişimi için büyük bir fırsat hemen önümüzde durmaktadır.

     Burada üretim sanayisinin gelişebileceği zengin hammadde ve maden yataklarına sahip olduğumuzun da altını çizmeliyiz. Seramiklerin direncini artıran Wollastonit’in Türkiye’de çıkarılan miktarının % 75’i yine Çanakkale’mizden elde edilmekte ve seramik, kaplama, boya ve ilaç sanayiinde kullanılan “talk” buralarda çıkarılmakta. Yöremizdeki zengin linyit yataklarının sadece bir kısmı işletilirken; kurşun, demir, bakır, altın, çinko, antimuan, molipten, pirit ve arsenik yatakları henüz çıkarılmaya başlanmamış halde. Tüm bu yer altı zenginlikleriyle de üretim sanayisinde yerli veya yabancı yatırımcılar için büyük bir potansiyel teşkil etmekteyiz.

     Sonuç olarak Çanakkale; tarım, sanayi, ticaret, ulaşım, turizm ve nitelikli insan gücü konularında sahip olduğu potansiyel güçle ülkemizdeki sayılı illerin üstünde bir profil çizmekte. 1915 destanını yaşamış bir coğrafyanın insanı, planlarını, projelerini geleceğe bakarak gerçekleştirmelidir. Çünkü Çanakkale, günü birlik politika üreten anlayışlarla çok zaman kaybetti, çok enerji kaybetti. Yıllarımız heba oldu.

    Parti ve seçim kaygısından uzak politikalar üreterek, bu tarihin mirasçıları olarak ülkemizin geleceğine, sosyoekonomik gelişimimizle adımızı başarılarla yazdıracak bir potansiyele sahibiz. Çanakkale’yi dünya çapında bir marka değer haline getirecek, Çanakkale’den kazanmanın değil Çanakkale’ye kazandırmanın derdinde olunmalıdır...

YORUMLAR

  • 0 Yorum