Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Chp'lı Erkek: "Bu İçtüzük Değışıklığı Meclıs İçı Darbedır!"

Chp'lı Erkek: "Bu İçtüzük Değışıklığı Meclıs İçı Darbedır!"
25 Temmuz 2017 - 09:51

CHP Çanakkale Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Muharrem Erkek, AK Parti Grup önerisi hakkında CHP grubu adına söz alarak AK Parti MHP ortaklığıyla getirilen TBMM İçtüzüğü Değişikliği teklifini değerlendirdi. Teklifin açıkça Anayasa'ya aykırı olduğunu belirten Erkek, iktidarın bugüne kadar getirdiği kanun tasarı ve tekliflerin hepsinin geçtiğini, uzlaşma ile olanların ise kısa sürede muhalefetin desteğiyle kabul edildiğini vurgulayarak, getirilen İçtüzük değişikliğini Meclis içi darbe olarak nitelendirdi. Grup önerileriyle muhalefet partilerinin halkın sorunlarını gündeme getirme hakkı olduğunu ve bunun önemini kaydeden Erkek, bu hakkın sınırlandırılmasının uzlaşmacılığa, çoğulculuğa ve milli egemenliğe aykırı olduğunu belirtti. Meclis TV’nin, Genel Kurul çalıştığı her zaman yayında olması gerektiğini söyleyen Erkek, bunun kısıtlı tutulmasının şeffaflığın ve halkın doğru bilgilendirilmesine engel olduğunu sözlerine ekledi. Erkek’in konuşması Meclis tutanaklarına şöyle yansıdı.

TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Dönem: 26 Yasama Yılı: 2 Tarih: 24.7.2017 Birleşim: 117 Ham Tutanak Sayfası:168-176

Konuşmacı: MUHARREM ERKEK Seçim Çevresi: ÇANAKKALE

Tutanak Metni:

    MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ grup önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. 
    Öncelikle, bugün 24 Temmuz. Doksan dört yıl önce 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan'ı imzaladık ve sonra cumhuriyetimizi kurduk. Bir dakikalık görüşmede de ifade ettim, tekrarlamak istiyorum: Lozan görüşmeleri başladığında Çanakkale ve İstanbul boğazları işgal altındaydı, Çanakkale ve İstanbul boğazlarında İngiliz gemileri, İzmir Limanı'nda Fransız savaş gemileri demir atmıştı, kapitülasyonlar devam ediyordu. Böyle bir tabloda Lozan görüşmeleri başlamıştı ve biz Lozan görüşmeleri sonucunda bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü kazandık ve dünyanın yeni, saygın, genç Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduk. Bu nedenle Lozan'ı hezimet olarak nitelendirmek en başta ortak tarihimize ve Türkiye Cumhuriyeti'ne bir saygısızlıktır diye düşünüyorum. 
    Değerli milletvekilleri, ayrıca sansürün kaldırıldığı bir gün olan 24 Temmuzu maalesef kutlayamıyoruz çünkü sansür basınla birlikte bütün topluma yoğun bir şekilde uygulanıyor ve bugün ne trajiktir ki 24 Temmuzda birçok gazeteci, çizer, karikatürist, gazete yöneticisi tutuklu olarak yargılanıyor; işte, Cumhuriyet gazetesinin gazetecileri, yöneticileri bugün tutuklu olarak hâkim karşısında. Kadri Gürsel mahkeme huzurundaki beyanında "Ben terör örgütü üyesi değilim, yalnızca eleştiren bir gazeteciyim." dedi. Evet, Kadri Gürsel eleştiren bir gazeteci, Kadri Gürsel demokrasiye, hukuka bağlı bir insan ama öyle bir kurgu iddianameyle karşı karşıya kaldı ki uzun aylardır ailesinden, özgürlüğünden mahrum. 
    Değerli milletvekilleri, şunu asla unutmayalım: Gazetecileri hapsedebilirsiniz ama gazetecilerin haberlerini, yazılarını, düşüncelerini kesinlikle hapsedemezsiniz çünkü bu mümkün değil. Türkiye'yi basın özgürlüğünden, halkın haber alma özgürlüğünden ve tüm özgürlüklerden koparmaya devam ediyorsunuz. Bugün duruşmada Kadri Gürsel küçük oğluna sarılamadı, çünkü müsaade edilmedi. Düşünebiliyor musunuz? Bu nasıl bir intikamdır, nasıl bir hesaplaşmadır? Herhâlde, Cumhuriyet değerleriyle ciddi sorunları olanların Cumhuriyet gazetesiyle de ciddi sorunları var diye düşünmeden geçemiyoruz. 
    Değerli milletvekilleri, ayrıca, maalesef son dönemde de her gün 1-2 şehit açılarıyla ülkemizin bir köşesine ateş düşüyor, 80 milyonun yüreğine ateş düşüyor. Şehitlerimizi de bir kez daha rahmetle, minnetle anıyoruz; ailelerine ve tüm milletimize baş sağlığı diliyoruz. 
    Referandum sürecinde "Anayasa değişikliği kabul edilirse, 'evet' çıkarsa terör bitecek, artık şehitler gelmeyecek." diyenleri de buradan göreve davet ediyoruz. İktidar çoğunluğu olarak, ülkeyi tek başına yöneten bir grup olarak lütfen bu teröre son verin. Referandum sürecinde millete verdiğiniz sözleri, taahhütleri yerine getirin, terörü bitirin ve artık şehitlerimiz gelmesin. Bu sizin temel göreviniz. Bu konuda, Mecliste ve her platformda sizlere her türlü desteği de verdiğimizi asla unutmayın. 
    Değerli milletvekilleri, işte asıl sorunumuz bu referandum sürecinde başladı. Öyle bir anayasa değişikliğini Yüksek Seçim Kurulunun açıkça yasaya ve hukuka aykırı kararıyla yürürlüğe soktunuz ki o anayasa değişikliğiyle birlikte kuvvetler ayrılığı ve demokrasiyi de yıktınız. Türkiye'de demokratik hukuk devleti maalesef şu anda askıda. Anayasa değişikliğinden sonra, tarafsız olması zorunlu olan Sayın Cumhurbaşkanı, partisinin genel başkanı oldu ve partisinin 316 milletvekili yasama organında ve Darbeyi Araştırma Komisyonunda ve birçok uygulamada gördüğümüz gibi açıkça yasama organının iradesine müdahale ediliyor. HSYK aracılığıyla yargı da ele geçirildi. Kuvvetleri tek elde topladınız. 1921 Anayasası'yla yapılmayan şeyi -biliyorsunuz, 1921 Anayasası'nda tüm yetkiler Mecliste toplanmıştı ve Meclisle birlikte bağımsızlık, özgürlük mücadelesi verilmişti- siz 2017 yılında bir Anayasa değişikliğiyle gerçekleştirdiniz. Mevcut Anayasa'yı çok daha kötü bir duruma getirdiniz. Normlar hiyerarşisinde anayasanın üstte olduğunu biliyoruz, iç tüzükler de anayasaya dayanmak zorundadır, İç Tüzüklerin belirleyicisi de anayasalardır ama öyle bir kötü Anayasa yarattınız ki Türkiye'yi artık bir anayasal hukuk devleti olarak görmek mümkün değil. İşte çağdaş dünyayla da bu nedenle yoğun sorunlar yaşıyoruz ve böyle bir Anayasa'dan da böyle bir İç Tüzük teklifiyle maalesef Meclisin huzuruna geldiniz. 
    Grup önerisiyle İç Tüzük değişiklik teklifinin İç Tüzük'ün 91'inci maddesi uyarınca temel kanun olarak görüşülmesini talep ediyorsunuz. Neden? Bu İç Tüzük değişiklik teklifiniz iç tüzük hukukunda, mevcut İç Tüzük'ümüzde kapsamlı, sistematik bir değişiklik mi öngörüyor? Hayır. 185 maddelik İç Tüzük'ün 18 maddesinde -ki 2'si yürürlük maddesi- birbiriyle bağlantısı olmayan, bütünlük arz etmeyen değişikliklerle karşı karşıyayız. Neden temel kanun olarak görüşülsün? Milletvekilleri daha az konuşsun diye mi?
    Değerli milletvekilleri, güçlü Parlamento, güçlü Meclis güçlü milletvekiliyle mümkündür, konuşan milletvekiliyle mümkündür. Siz torba yasaları temel kanun olarak görüşüyorsunuz, İç Tüzük değişiklik teklifini temel kanun olarak görüşmek istiyorsunuz. Elinizde imkân olsa herhâlde Anayasa değişiklik teklifini de temel kanun olarak görüşecektiniz ama maalesef artık bu da mümkün olamadı. 
    Değerli milletvekilleri, 91'inci madde uyarınca bir teklifin temel kanun olarak görüşülebilmesi için şartlar belli, sizin değişiklik teklifi bu şartları taşımıyor. Yüzlerce, binlerce maddelik temel kanunları otuzar maddelere bölerek ve uzun uzun tartışarak Mecliste görüşmek mümkün. Açıkça Anayasa'ya aykırılık teşkil eden bir İç Tüzük değişiklik teklifini bir de temel kanun olarak görüşmek istemeniz hem İç Tüzük'e hem Anayasa'ya da açıkça aykırılık teşkil ediyor.
    Sayın Can Genel Kurulun gündemine geçememesinden şikâyet etti. Hep bu şikâyeti dile getiriyorsunuz. Bizde size şunu soruyoruz çok samimi olarak: Bugüne kadar isteyip de geçiremediğiniz bir kanun oldu mu? Binlerce maddeli kanunlar bu Mecliste çok kısa sürede kabul edildi. Daha en son, Sanayi Komisyonundan gelen 102 maddelik, içerisinde meşhur zeytin düzenlemesini de içeren torba yasa, muhalefetin 70 maddede görüşmemesi, konuşmaması sonucunda birkaç günde geçti. Peki, dert ne, dert ne? Milletvekillerinin illerinin sorunlarını bu kürsüde dile getirmeleri, gündem dışı görüşmelerle ve siyasi partilerin grup önerileriyle ülkenin çok önemli sorunlarını bu kürsüye taşıması, tartışması, konuşması, gündem belirlemesi sizi niye rahatsız ediyor? Bunlar, mevcut kanunlarda değişiklik yapan sizin gündeminizden daha az mı önemli? Hayır. Bugün konuşulan konular bile bu Mecliste, aslında bugün Türkiye'nin, toplumun gündeminde olan konular. Türkiye'nin gündeminde, toplumun gündeminde böyle bir İç Tüzük değişikliği ve talebi yok ama siz bunu dayatıp çoğunlukçu anlayışla, dayatmacı anlayışla İç Tüzük'teki çoğulculuğu, uzlaşmacılığı da yok eden, Anayasa'ya aykırı bir teklif getiriyorsunuz. 
    İç tüzükler sessiz anayasalardır denir. Evet, siz sessizce Meclis içi bir darbe yapmak niyetindesiniz. İşte bugün bu önemli görüşmelerimiz de televizyondan yayınlanmıyor. İç Tüzük görüşmelerinde de tartıştık, birinin çıkıp, iktidar çoğunluğu tarafından, sizin grubunuzdan bir kişinin çıkıp bu kürsüden neden Meclis Genel Kurulu çalıştığı sürece televizyon yayını olmadığının bir gerekçesini anlatmasını çok çok önemsiyoruz. Neden? 
    Bakın, bu İç Tüzük değişiklik teklifi temel kanun olarak görüşülemez çünkü bu, 91'inci maddeye açıkça aykırıdır. Ayrıca bizim yapmamız gereken -belki bu konuda İç Tüzük'te de büyük bir eksiklik var, maddelerde görüşmek mümkün ama- bu İç Tüzük değişiklik teklifinin Anayasa'nın 2'nci maddesinden başlayarak birçok maddesine aykırılık teşkil ettiğini ve demokrasiye, çoğulculuğa, uzlaşmacılığa aykırı olduğunu tartışmamız, konuşmamız gerekir diye düşünüyorum. İşte yürürlüğe soktuğunuz Anayasa değişikliğinde ve yürürlüğe sokmak istediğiniz İç Tüzük değişiklik teklifinde görülüyor ki saray rejimi güçlü bir Parlamento, saygın bir Parlamento, itibarlı bir Parlamento istemiyor, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." yazısı burada yazdığı hâlde egemenliğin önemli bir bölümünü devralıp saray duvarları arasında her şeyin şekillenmesini talep ediyor diye düşünüyoruz.
    (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
    MUHARREM ERKEK (Devamla) - Tamamlayabilir miyim Sayın Başkan?
    BAŞKAN - Tamamlayın lütfen bir dakikada, toparlayın.
    MUHARREM ERKEK (Devamla) - İşte, bunun için biz ana muhalefet partisi olarak demokratik hukuk devletini tesis edene kadar hak, hukuk, adalet, demokrasi mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. 
    Bizim size samimi uyarımız, gelin daha çok tartışalım, daha sağlıklı tartışalım, konuşalım ve bu İç Tüzük teklifini de normal kanun önerileri, teklifleri, tasarıları gibi sağlıklı bir şekilde görüşelim, İç Tüzük'ün 91'inci maddesine, Anayasa'ya aykırı şekilde temel kanun olarak değil çünkü getirdiğiniz teklif İç Tüzük hukukunda, İç Tüzük'te sistematik, bütün, kapsamlı bir değişiklik kesinlikle öngörmüyor.
    Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Reklamı Geç