"TOPRAKLAR ŞİRKETLERİN DEĞİL HALKIN!"
Çanakkale Barosu, TBMM komisyonunda kabul edilen ve birçok çevresel düzenlemeyi içeren torba yasa teklifine ilişkin İskele Meydanı’nda dikkat çeken bir basın açıklaması yaptı.
30 Haziran 2025 - 15:08
Baro, teklifin yalnızca maden ve enerji şirketlerinin çıkarlarını öncelediğini savunarak, “Bu topraklar tüm yurttaşlara ve gelecek kuşaklara aittir; bir avuç şirkete değil” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Baro açıklamasında, 19 Haziran 2025’te TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’na sunulan ve 20 Haziran’da komisyondan geçen yasa teklifinin kamu yararını değil, özel sektör çıkarlarını öncelediğini belirtti. Görüşmeler sırasında çevre hukukçuları, sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlara fiziki müdahalede bulunulduğu ve bazı katılımcıların kaba kuvvetle karşılaştığına dikkat çekildi. Tüm itirazlara rağmen teklifin komisyondan geçirilmesi eleştirildi.
ZEYTİNLİKLERDEN MERALARA, TÜM DOĞA TEHLİKEDE
Baro, teklifin yasalaşması halinde ormanlar, zeytinlikler, meralar ve tarım alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasının önünü tamamen açacağı uyarısında bulundu. Açıklamada, 2004 yılından bu yana doğa üzerinde artan baskının bu yasa ile yasal zemin kazanacağı ve çevreye karşı en kapsamlı saldırının gerçekleşeceği belirtildi.
ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçlerinin kısaltılması ya da tamamen ortadan kaldırılması, doğa koruma alanlarının statüsünün zayıflatılması ve maden faaliyetlerinin önünün açılması, teklifin en çok tepki çeken yönleri arasında gösterildi. Anayasa’nın 56. ve 169. maddeleri ile çevre koruma yükümlülüklerinin açıkça ihlal edildiği vurgulandı.

“ÜSTÜN KAMU YARARI” KURULU ELEŞTİRİLDİ
Ayrıca teklif kapsamında kurulması öngörülen “Üstün Kamu Yararı Kurulu” da ciddi eleştirilerin hedefinde. Kurulun, stratejik maden ve enerji projelerinde izin süreçlerini hızlandırmak amacıyla devreye gireceği, doğrudan maden lehine kararlar alabileceği ifade edildi. Sessiz kalan kamu kurumlarının “izin vermiş sayılacağı”na yönelik düzenlemenin, korunan alanları fiilen yok sayacağına dikkat çekildi.
ACELE KAMULAŞTIRMAYA SERT TEPKİ: “KÖYLÜNÜN TARLASI BİR KARARLA GİDER”
Baro, teklifin en kritik maddelerinden birinin “acele kamulaştırma” düzenlemesi olduğuna işaret etti. Stratejik maden projeleri için arazilerin Cumhurbaşkanı kararıyla kısa sürede el değiştirebileceği ve mülk sahiplerinin hak arama yollarının fiilen kapatılabileceği ifade edildi. Bu durumun köylülerin topraklarını kaybetmesine, üretimin ve sosyal yaşamın çökmesine neden olacağı uyarısında bulunuldu.

“EKONOMİK GEREKÇELER GERÇEĞİ YANSITMIYOR”
Çanakkale Barosu, ekonomik kalkınma gerekçesiyle doğal alanların madenciliğe açılmasının hem çevresel hem de ekonomik israfa neden olacağını savundu. Türkiye’nin iklim krizine açık ve orman fakiri bir ülke olduğunu hatırlatan baro, plansız kaynak kullanımının uzun vadeli kayıplar doğuracağını belirtti.
TÜM TOPLUMA ÇAĞRI: BU YASAYA DUR DEYİN
Baro, yasa teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçmesini önlemek amacıyla tüm hukukçuları, meslek odalarını, çevre örgütlerini ve yurttaşları mücadeleye davet etti. Açıklamada, “Geri dönülmez tahribatlar yaşanmadan, bu teklif geri çekilmelidir” denildi.
Baro açıklamasında, 19 Haziran 2025’te TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’na sunulan ve 20 Haziran’da komisyondan geçen yasa teklifinin kamu yararını değil, özel sektör çıkarlarını öncelediğini belirtti. Görüşmeler sırasında çevre hukukçuları, sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlara fiziki müdahalede bulunulduğu ve bazı katılımcıların kaba kuvvetle karşılaştığına dikkat çekildi. Tüm itirazlara rağmen teklifin komisyondan geçirilmesi eleştirildi.
ZEYTİNLİKLERDEN MERALARA, TÜM DOĞA TEHLİKEDE
Baro, teklifin yasalaşması halinde ormanlar, zeytinlikler, meralar ve tarım alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasının önünü tamamen açacağı uyarısında bulundu. Açıklamada, 2004 yılından bu yana doğa üzerinde artan baskının bu yasa ile yasal zemin kazanacağı ve çevreye karşı en kapsamlı saldırının gerçekleşeceği belirtildi.
ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçlerinin kısaltılması ya da tamamen ortadan kaldırılması, doğa koruma alanlarının statüsünün zayıflatılması ve maden faaliyetlerinin önünün açılması, teklifin en çok tepki çeken yönleri arasında gösterildi. Anayasa’nın 56. ve 169. maddeleri ile çevre koruma yükümlülüklerinin açıkça ihlal edildiği vurgulandı.

“ÜSTÜN KAMU YARARI” KURULU ELEŞTİRİLDİ
Ayrıca teklif kapsamında kurulması öngörülen “Üstün Kamu Yararı Kurulu” da ciddi eleştirilerin hedefinde. Kurulun, stratejik maden ve enerji projelerinde izin süreçlerini hızlandırmak amacıyla devreye gireceği, doğrudan maden lehine kararlar alabileceği ifade edildi. Sessiz kalan kamu kurumlarının “izin vermiş sayılacağı”na yönelik düzenlemenin, korunan alanları fiilen yok sayacağına dikkat çekildi.
ACELE KAMULAŞTIRMAYA SERT TEPKİ: “KÖYLÜNÜN TARLASI BİR KARARLA GİDER”
Baro, teklifin en kritik maddelerinden birinin “acele kamulaştırma” düzenlemesi olduğuna işaret etti. Stratejik maden projeleri için arazilerin Cumhurbaşkanı kararıyla kısa sürede el değiştirebileceği ve mülk sahiplerinin hak arama yollarının fiilen kapatılabileceği ifade edildi. Bu durumun köylülerin topraklarını kaybetmesine, üretimin ve sosyal yaşamın çökmesine neden olacağı uyarısında bulunuldu.

“EKONOMİK GEREKÇELER GERÇEĞİ YANSITMIYOR”
Çanakkale Barosu, ekonomik kalkınma gerekçesiyle doğal alanların madenciliğe açılmasının hem çevresel hem de ekonomik israfa neden olacağını savundu. Türkiye’nin iklim krizine açık ve orman fakiri bir ülke olduğunu hatırlatan baro, plansız kaynak kullanımının uzun vadeli kayıplar doğuracağını belirtti.
TÜM TOPLUMA ÇAĞRI: BU YASAYA DUR DEYİN
Baro, yasa teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçmesini önlemek amacıyla tüm hukukçuları, meslek odalarını, çevre örgütlerini ve yurttaşları mücadeleye davet etti. Açıklamada, “Geri dönülmez tahribatlar yaşanmadan, bu teklif geri çekilmelidir” denildi.
YORUMLAR