Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

PİKAMP :"BAYRAMLIK AĞZIMIZI AÇTIRMAYIN"

PİKAMP :"BAYRAMLIK AĞZIMIZI AÇTIRMAYIN"
16 Ağustos 2019 - 16:41

BAYRAMLIK AĞZIMIZI AÇTIRMAYIN!

19 Temmuz 2019'da basın açıklamasıyla başlanıp madenin durdurulması adına 3 gün süre verildikten 1 hafta sonra harekete geçilip başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti'nin 22. günündeyiz. Herkesten önce bu nöbeti 19 Temmuz akşamı Atikhisar Barajı'nda 4 çadırla başlattığımızı ilk kez burada açıklıyoruz. Bugün nasıl bu nöbet 4 çadırla başladıysa o gün de tam öyleydi. Maden alanına daha yakın olması, gerekse amacın sadece doğa katliamına tek vücut durulması gerekçesiyle farkındalık kampındaki dostlarımızla 26 Temmuz'da ki su ve vicdan nöbetine dahil olduk. Çanakkale'nin tamamen bağımsız ve siyasetten uzak doğa severleriyle oluşturduğumuz ve Türkiye'nin her yerinden destek alan Pikamp grubu olarak ilk günden beri bu nöbete destek verdik ve bundan sonraki bağımsız tüm nöbetler destek vermeye devam edeceğimizin altını çiziyoruz. Ev sahibi olarak vicdanımızla herkese, her kesime ulaşmaya çalıştık ve buradaki katliamı tüm dünyaya duyurmak için sosyal medya gücümüzü ispatladığımızı düşünüyoruz. Pikamp grubunun yapısı gereği ön plana çıkmamak adına siyasi ve bazı çevre örgüt yada STK'ların temsilcilerinden oluşan Komite'nin nöbet kurallarına uygun bir şekilde bugüne kadar çalışmalarımızı yürüttük. Bu süreçte SİVİL DİRENİŞ adı altında herkesi parti, renk, din, dil ve ırk ayırtmaksızın kucakladık. Ukrayna'dan Almanya'ya, Diyarbakır'dan Edirne'ye, Çarşı Grubundan motosikletçilere, bisiklet gruplarından akademisyenlere yani kısaca kendini HALK olarak tanımlayan herkesle bilgilerimizi, suyumuzu ve havamızı paylaştık. Nöbetteki 3.günümüzde ilk astığımız afiş 'BİZ HALKIZ, SİZ?' pankartıydı. Bu inançla çıktığımız nöbetin ikinci afişi ise 'SİVİL DİRENİŞ' oldu. Ve çığ gibi büyüdük. 

Bugün görüyoruz ki halkın isteğine kulak asmayan, ihtiyaçları karşılayamayan, omuz omuza mücadele ederken halka şeffaf olamayan bir komite ile karşı karşıyayız. OLASI yangın ihtimaline karşı alınan çadırların kontrol altına alınma kararını sonuna kadar desteklemekle beraber, yolda olan halkımıza alternatif konaklama yeri gösterilmemesi bizleri üzmüş ve bu direnişin artık planlayanlarca sonuca ulaştığını göstermiştir. Türkiye'nin her yerinden vicdanıyla yola çıkan vatandaşlarımızın su nasıl bir hak ise, alanı gördükten sonra 1 gece dinlenip yola çıkmaları da o kadar HAK'tır. Yangın ihtimaline karşı daha fazla çadır kurdurulmaması nasıl 'önce insan' felsefesini destekliyorsa, biz de uzun yoldan vasıtalarla gelecek dostlarımız için 'önce insan' dememize rağmen yanıt alamadığımızı kamuoyuna duyurmak isteriz. 

Öte yandan halkı siyasi eylem ve söylemlerle bölmeye çalışan, buradaki emekleri sömürüp ikinci gezi olaylarını başlatmak isteyen hiçbir kurum, kuruluş ve STK'yı tanımadığımızı bildirir, amacımızın maden yasasının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekmek olduğu, ağaç katliamının bir an önce durdurulması gerektiği ve Kirazlı'daki bilinmezliklerin bir an önce ortaya çıkarılması olduğunu tüm samimiyetimizle bildirmek isteriz. Topraklarımızın, havamızın ve suyumuzun HALK olarak sürekli koruyucusu olacağımızın sözünü veriyoruz. 

Bazı siyasi temsilcilerin tehtitkar açıklamaları, bazı yandaş medyanın buradaki halk için terörist yada ajan söylemleri vız gelir tırıs geçer. Bu kirli düşüncelerinizi milyonların desteğini almış insanlara doğrultanlara tek bir atasözümüzle cevap veriyoruz 'KİŞİ KENDİNDEN BİLİR İŞİ'

Bugün itibariyle güvenini kaybetmiş bir komiteyle, siyasi söylemlerle nöbeti bölmeye çalışanlarla, kendini halk gibi gösteren provakatörlerle günlük yaşam alanını paylaşmayacağımızı, BU EN DOĞAL HAKKIMIZ olan direnişimizi legal yollarla dünyaya duyurmaya halk olarak devam edeceğimizi duyuruyoruz.

Takip edenler bilir ilk gün maden önünde gitarlı eylem yapıp yarın yine geleceğiz demiştik. Ertesi gün çocuklarımızla balonlu bir eylem ile protestomuzu bitirirken HALK olarak yarın yine geleceğiz dedik ve maden çalışanları gülmüştü. 5 Ağustosta binlerle yürüdük ve bu HALKIN birleşince ne kadar güzel olduğunu adeta kanıtladık. Yine bir atasözü ile açıklamaya devam etmek isteriz: SON GÜLEN İYİ GÜLER

Gerek sosyal medyadan, gerek nöbetimize gelerek yanımızda olan, gerekse legal eylemlerimizde bizleri yalnız bırakmayan, kendini bağımsız tanımlayıp doğasının, ağacının, hayvanlarının, suyunun peşine düşen herkesi cani gönülden selamlıyoruz. BİZ HALKIZ, HAKLIYIZ ve KAZANACAĞIZ.

Bundan sonra da herhangi bir siyasi kurum, kuruluşa bağlı olmayan, olsa bile bizi buna sonuna kadar inandıracak, bizlerin de haklı bulduğu her yasal eylemin sonuna kadar ARKASINDAYIZ.

Sizleri sanat güneşimiz Zeki Müren'in

Elbet bir gün buluşacağız 
Bu böyle yarım kalmayacak

sözleriyle bir kez daha selamlıyoruz. KAZDAĞLARI HEPİMİZİN, artık her yer KAZDAĞLARI...

ESEN KALIN doğa dostları... Direne direne, birleşe birleşe KAZANACAĞIZ

YORUMLAR

  • 0 Yorum