KÖY ENSTİTÜLERİ 84 YAŞINDA
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Çanakkale Şubesi, Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 84’üncü yıldönümü sebebiyle Çelen Sunma Töreni gerçekleştirdi.
18 Nisan 2024 - 12:19
17 Nisan 1940 yılında Türkiye’de kurulan Köy Enstitüleri, öneminde nitelikli eğitimin gösterildiği kurumlar arasında yerini aldı. 27 Kasım 1947’de kapatılan Köy Enstitüleri, kısa ama etkili eğitimleri ile halen ülkede etkisini sürdürüyor. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Çanakkale Şubesi tarafından Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 84’üncü yıldönümü sebebiyle Cumhuriyet Meydanı’nda Çelenk Sunma Töreni düzenlendi. Yapılan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
TAŞKIN; “KIYMETİMİZ PEK BİLİNMEDİ”
Çanakkale’de Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 84’üncü yıldönümü nedeniyle düzenlenen Çelenk Sunma Töreni’nde söz alan Köy Enstitüsü’nden mezun öğretmen Mehmet Taşkın; “1946 yılında öğrenci olarak girdim, 1951 yılında mezun oldum. Benim diplomamda 20 yıl zorunlu hizmet yazar ve o yirmi yıla hazırlıklı olarak gittik, fakat kanunlar değişti, uygulanamadı. 52 öğrenciydik, bize 3 il isteyin dediler, biz üçünü yazdık, üçüncü olarak en az 30 arkadaşımız Hakkari’yi yazdık, böyle bir düşüncemiz vardı bizim. 1946’da bir yara aldılar ve 1954’te kapatıldı. Kıymetimiz pek bilinmedi ama yıllar geçtikten sonra köylüler, çocuklarını okutamayınca, çeşitli zorluklarla karşılaşınca, Köy Enstitüsü’nün kıymeti daha çok anlaşıldı ve bugünlere kadar yaşatıldı, kanunen 1954’te kapatıldı ama bana göre halen yaşıyor” şeklinde konuştu.
ÖZDEMİR; “UYGARLAŞMA VE ÖZGÜRLEŞME DESTANININ ADIYDI”
Köy Enstitülerinin önemine dair bir konuşma gerçekleştiren Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Çanakkale Şube Başkanı Yüksel Özdemir; “Köy Enstitüleri 1930’lu yıllarda Eğitmen Kurslarıyla başlayan, devrimci bir uygarlaşma ve özgürleşme destanının adıydı. Kimilerine bir masal gibi hiç yaşanmamış ve asla yaşanamayacak bir ütopya gibi geliyor olabilir Köy Enstitüsü deneyimi… Oysa gerçekti, 14 yıllık bir uygulamaydı, büyük ve kalıcı bir etki yaratmıştı, kuruluşunun 84, kapatılışının üzerinden de 70 yıl geçmesine karşın unutulmamış ve unutulmayacak devrimci eylemdi. 17 Nisan 1940, ülkenin karanlıklar içinde kalan yüzünü yani köy gerçeğini egemenlerin yüzüne çarpan kırılma noktasıydı. Biz asla Köy Enstitüsü davasına, geçmişe özlem penceresinden bakmadık. Geçmişe özlem gerçekte, umarsızlığın, umutsuzluğun, kendine güvensizliğin ve sağlıksız bir ruh halinin ürünüdür. Oysa Köy Enstitüsü deneyimiyle, geçmişimizde yaratılmış değerlerin, geleceğimizi biçimlendirebilecek devasa bir sosyal pratik içerdiğinin bilinciyle ve bilimsel akıl ile hareket ettik, ediyoruz. Devrimci kuruculuk ruhu imece ruhudur. İmece ruhu, birlikte düşünüp, birlikte davranmak, üretmek, sevgi ve kardeşlik, eşitlik ve özgürlük demektir. Kurtuluş yolu budur” dedi.
Kaynak: Çanakkale Gündem Gazetesi
TAŞKIN; “KIYMETİMİZ PEK BİLİNMEDİ”
Çanakkale’de Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 84’üncü yıldönümü nedeniyle düzenlenen Çelenk Sunma Töreni’nde söz alan Köy Enstitüsü’nden mezun öğretmen Mehmet Taşkın; “1946 yılında öğrenci olarak girdim, 1951 yılında mezun oldum. Benim diplomamda 20 yıl zorunlu hizmet yazar ve o yirmi yıla hazırlıklı olarak gittik, fakat kanunlar değişti, uygulanamadı. 52 öğrenciydik, bize 3 il isteyin dediler, biz üçünü yazdık, üçüncü olarak en az 30 arkadaşımız Hakkari’yi yazdık, böyle bir düşüncemiz vardı bizim. 1946’da bir yara aldılar ve 1954’te kapatıldı. Kıymetimiz pek bilinmedi ama yıllar geçtikten sonra köylüler, çocuklarını okutamayınca, çeşitli zorluklarla karşılaşınca, Köy Enstitüsü’nün kıymeti daha çok anlaşıldı ve bugünlere kadar yaşatıldı, kanunen 1954’te kapatıldı ama bana göre halen yaşıyor” şeklinde konuştu.
ÖZDEMİR; “UYGARLAŞMA VE ÖZGÜRLEŞME DESTANININ ADIYDI”
Köy Enstitülerinin önemine dair bir konuşma gerçekleştiren Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Çanakkale Şube Başkanı Yüksel Özdemir; “Köy Enstitüleri 1930’lu yıllarda Eğitmen Kurslarıyla başlayan, devrimci bir uygarlaşma ve özgürleşme destanının adıydı. Kimilerine bir masal gibi hiç yaşanmamış ve asla yaşanamayacak bir ütopya gibi geliyor olabilir Köy Enstitüsü deneyimi… Oysa gerçekti, 14 yıllık bir uygulamaydı, büyük ve kalıcı bir etki yaratmıştı, kuruluşunun 84, kapatılışının üzerinden de 70 yıl geçmesine karşın unutulmamış ve unutulmayacak devrimci eylemdi. 17 Nisan 1940, ülkenin karanlıklar içinde kalan yüzünü yani köy gerçeğini egemenlerin yüzüne çarpan kırılma noktasıydı. Biz asla Köy Enstitüsü davasına, geçmişe özlem penceresinden bakmadık. Geçmişe özlem gerçekte, umarsızlığın, umutsuzluğun, kendine güvensizliğin ve sağlıksız bir ruh halinin ürünüdür. Oysa Köy Enstitüsü deneyimiyle, geçmişimizde yaratılmış değerlerin, geleceğimizi biçimlendirebilecek devasa bir sosyal pratik içerdiğinin bilinciyle ve bilimsel akıl ile hareket ettik, ediyoruz. Devrimci kuruculuk ruhu imece ruhudur. İmece ruhu, birlikte düşünüp, birlikte davranmak, üretmek, sevgi ve kardeşlik, eşitlik ve özgürlük demektir. Kurtuluş yolu budur” dedi.
Kaynak: Çanakkale Gündem Gazetesi
YORUMLAR