İçişleri Bakanı Soylu; "Kılıçdaroğlu, uzaya gitsen de çare yok. Millet kararını verdi"
"Kılıçdaroğlu'na çağrım var, Partinizin içerisinde bulunan bu PKK sempatizanlarına izin vermeyin"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu'na yüklenerek, "Kılıçdaroğlu, uzaya gitsen de çare yok.
Millet kararını verdi" dedi. Soylu, CHP İstanbul Milletvekili Tanrıkulu'na
da yanıt verdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir dizi inceleme ve ziyaretlerde
bulunmak üzere geldiği Çanakkale'de, Barbaros Mahallesi üye buluşmasına
katıldı.
ÇOMÜ Seyit Onbaşı Konferans Salonunda düzenlenen toplantıda
konuşan Bakan Soylu, "AK Parti böyle de, Cumhuriyet Halk Partisi, net
söylüyorum, bak kaç yıldan beri, şunu şuraya yazın, 25-26, 24-25-26 bir ileri,
bir geri, neden? Peki kutuplaştıran kim? Kendi ideolojisinden ödün vermeyen
kim? O kavgaların içerisinden ödün vermeyen kim? Millete 'Sana ihtiyacım yok.
Çünkü benim bir gün gazete manşetleriyle iktidara getirmeye çalışıyorlar.
İktidara gelmeme de gerek yok. Zaten ben iktidardayım' diyor. Siz ne yaparsanız
yapın. Milletin reyi, oyu, bir bakıyorsunuz yargı bir karar çıkıyor, bir
bakıyorsunuz anayasa mahkemesi bir karar çıkarıyor. Bir bakıyorsunuz ki eski
Türkiye'nin o medya patronları manşet atıyorlar, manşet. Diyorlar ki, 'Biz
yöneteceğiz, biz edeceğiz.' Hadi yönet te görelim bakalım. Milletin oyu olmadan
yönet de görelim bakalım. İşte yeni sistemi istememelerinin sebebi o. Yeni
sistem 50'nin üzerinde alırsan, millet sana tam 5 yıl boyunca istikrarlı bir
hükümet verecek. Ama o 50'yi alabilmek için de ter dökeceksin. Korkmayacaksın.
Güneydoğu'ya gittiğinde, 'Aman Türk bayrağı olmasın sakın' diye oraya talimat
verip, PKK'nın tasallutu altında miting yapacaksın Kılıçdaroğlu. Korkarak 50'ye
ulaşamazsın. Gelir bugün onlarla beraber kol kola girersin kol kola. Bilesin
ki, bunu yapmak için, hizmet üreteceksin bir de. Diyeceksin ki; 'AK Parti şehir
hastanesi söyledi, yapıyor' sen de bir şey yapacaksın. O, Allah nasip ederse, 18
Mart köprüsünü yapacak, sen de bir şey önereceksin. O, engellilere 'Siz yalnız
değilsiniz, çaresiz, kimsesiz, değilsiniz. İnat ediyorum faize para
vermeyeceğim, sizinle beraber yarına adım atacağım' diyeceksiniz, bir şey
söyleyeceksiniz değil mi? Bir şey söyleyeceksiniz. Bunu söyleyemezsen, ittifak
edemezsen, kol kola giremez, beraber olamazsan, 'önce memleketim, önce
milletim' demez de bir yerlerde saplanıp kalırsan, 50'ye ulaşamazsın, korkusu
o. Sen 25'le bu ülkeyi idare edeceksin öyle mi? Geçti o günler. O günler geçti
artık. Öyle bir şey kalmış değil. Bu memlekette bunu bundan sonra
gerçekleştirebilmek de mümkün değildir. Çok net bir şekilde söylemek
istiyorum" dedi.
Başbakanlık sistemine de değinen Bakan Soylu, "Başbakan
olmadan, Cumhurbaşkanıyla beraber olmadan böyle bir sistem yürür mü? Tamam,
razıyız, aldık kabul ettik. Sen Kılıçdaroğlu, yanında bir tane daha
Kılıçdaroğlu'yla beraber Genel Başkan ol. Bir muhtar, iki muhtar olarak gene
muhtarlık yapsın. Belediye meclis üyesi, 2 belediye meclis üyesi. Böyle bir şey
mümkün mü? Yani sistemin, yeni sistemin öyle yerlerden vurmaya çalışıyorlar ki;
E al yeni bir genel başkan Kılıçdaroğlu, zaten yetiştiremiyorsun sen.
Yetiştiremediğini hepimiz biliyoruz. Her yerde medet arıyorsun, her yerde çare
arıyorsun. Her yerde 'Acaba biz bu eski Türkiye'yi nasıl, ne şekilde yerinde
tutarız?' Kılıçdaroğlu, uzaya gitsen de çare yok uzaya. Millet kararını verdi.
Uzaya gitsen de çare yok" diye konuştu.
Terör konusunda da değinen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'na da yanıt verdi. Bakan Soylu,
"Bakın, ne dedik biz, kış-mış yok. Bu mücadele devam edecek. Evlatlarımız,
Allah onlardan bin kere razı olsun. Hiç gözünü kırpmadan. Bir muhalefet
milletvekili kalkıp diyor ki; 'İşte o köyde terörle mücadele yapıyorsunuz.' O
köyde şehit olan evladımızı sormuyor. Terörle mücadele ederken ilk mücadeleyele
karşı karşıya kaldığında karşı taraftan gelen hain kurşunla kör olan Özel
Harekatçımızı soprmuyor, daha ötesi var. Şanlıurfa'da, Viranşehir'de oradan
çıkıp bombayla berber, sadece kedisine süt vermek için annesinden izin alan 11
yaşındaki o sabiyi sormuyor, 'terör ne oldu? O örgütteki adamlar ne oldu?' diye
bana onun hesabını soruyor. Sen git onu Kandil'e sor. Git onu Kandil'e sor,
bize sorma. ve güya, diyor ki 'Ben Diyarbakır'da baro başkanlığı yaptım.' O
eski defterlerinin Diyarbakır'da ne olduğunu, Diyarbakırlılar iyi biliyor. Sen
doğru dürüst birisi olsaydın, Cumhuriyet Halk Partisinden mebus seçilirdin,
İstanbul'a gelip başkasının hakkını almazdın. Seni Diyarbakır'da ne olduğunu,
nasıl teröre hizmet ettiğini ve bu ülkede nasıl bir noktaya getirdiğini herkes
biliyor. Buradan Kılıçdaroğlu'na çağrım var: Çok net ve açık bir şekilde.
Partinizin içerisinde bulunan bu PKK sempatizanlarına izin vermeyin. Bu millet
bunun hesabını size sorar. Çok net bir şekilde bu millet bunun hesabını size
sorar. Hatırlıyorsunuz değil mi? 7 Haziran seçimlerini. Terör örgütünün nasıl
havaya girdiğini. Nasıl bize afra tafra sattığını. Ne diyorlardı; 'Özerklik
ilan edeceğiz. Şunları yapacağız. Göreceksiniz.' her tarafta kantonlar
mantonlar bir şey ifade etmeye çalışıyorlardı. Hadi bakalım, şimdi özerklik
ilan edin de görelim sizleri. Hadi bakalım. İlan edin de görelim. Hiçbir
endişeniz olmasın. Bütün arkadaşlarımız, bütün hükğümetimiz, Cumhurbaşkanımızın
talimatı, Başbakanımızın talimatıyla birlikte bu meselenin kökünü kazıyacağız.
ve ülkemiz artık bu işe maliyet ödemeyecek. İnsanlarımız bedel ödemeyecek.
Burada söylüyorum. Çanakkale'de, birliğimizin ve beraberliğimizin teminatı olan
bir şehirde söylüyorum: Kürt kardeşlerim size sesleniyorum, hem de
Çanakkale'den, Türkiye'nin en batısından. Sizi bu PKK'nın tasallutundan
kurtaracağız, birlik ve beraberliğimize yarına adımlarla birlikte
gideceğiz" diye konuştu.
YORUMLAR