Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

DOKTORLAR İSYANDA " ÖLÜYORUZ"

Coronavirüs vakalarının 11 Mart’ ta Türkiye’ de görülmesinin hemen ardından alınan önlemler doğrultusunda illerde Pandeminin yayılması riskine karşı bir çok hastane Covit-19 virüsü bulaşmış yada Covit-19 virüsü kapma belirtileri gösteren hastalara müdahale etmek için Pandemi ( salgın) hastanesi ilan edilmiş ve bu hastanelerde çalışacak olan personelde belirlenmişti.

DOKTORLAR İSYANDA " ÖLÜYORUZ"
21 Ağustos 2020 - 15:22
 11 Mart’ tan sonra tüm Dünyada olduğu gibi Coronavirüs Türkiye’de de çok hızlı yayıldı ve Pandemi hastaneleri Coronavirüs vakaları ile doldu. Bu süreçte Pandemi hastanelerinde görev yapan doktor ve sağlık çalışanları Pandemi sürecinde aileleri ile görüşemedi ve aralarında ünlü profesörlerinde olduğu doktorlarımız ve sağlık çalışanları hastalarını tedavi ederken kaptıkları Coronavirüs nedeni ile hayatlarını kaybetti. Doktor ve sağlık çalışanları aylarca ailelerinden eşlerinden ve çocuklarından virüs kapma ihtimalleri nedeni ile uzak kaldılar, evlerine gidemediler. Tüm Türkiye’ de akşam saat 21.00’ da doktor ve tüm sağlık çalışanları için alkışlı teşekkür etkinliği uzun bir süre gerçekleştirdi. Vatandaşlar doktor ve sağlık çalışanları bu şekilde teşekkür ettiler. Ancak yeni normalleşme süreci beraberinde vaka sayısı artışını da getirdi.
DOKTOR VE SAĞLIK ÇALIŞANLARI ÖLMEYE DEVAM EDİYOR
Pandeminin Türkiye’de başlangıç  gününden bu güne kadar büyük özveriler ile çalışan doktor ve sağlık çalışanlarının Pandemi sürecinde ki çalışma koşulları ve sorunlarının giderilmediğini aktarmak için Çanakkale Tabib Odası Başkanı Güleda Erensoy ve yönetim kurulu üyeleri Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy yaptığı açıklamada “Hekimler ve Sağlık Çalışanlarının Enerjisi ve Sabrı Tükeniyor” dedi. Erensoy açıklamasında şunları söyledi. “Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının görevi hastaları tedavi etmek toplumu ise hastalıklardan korumaktır. Toplumu ve sağlık sistemini esastan etkileyen COVID-19 gibi yoğun ve riskli dönemlerde hastalıkla mücadele etmek, bedeli ne olursa olsun bizlerin kamusal, mesleki ve hepsinden önemlisi etik sorumluluğumuzdur. Hekimlik mesleğine adım attığımız ilk andan itibaren bırakmadığımız mesleki ve toplumsal sorumluluk bilinci, üzerimizden çıkarmadığımız beyaz önlüğümüz gibi varlık sebebimizi oluşturur. Ancak olağan sağlık hizmetleri dönemindeki performans baskısı, gerekli olmayan sağlık hizmeti tüketimi ve hekim emeği üzerinden yaratılmaya çalışılan “hasta-müşteri memnuniyeti”, SABİM -CİMER şikayet hatları ve yönetici baskılarının üzerine şimdi de çığ gibi büyüyen vaka sayıları ile pandeminin “virüs yükü”  bindirilmiştir. Türk Tabipleri Birliği olarak COVID-19 pandemisinin zayıflatılamadığı ve yaygınlaşma eğiliminin arttığı bu dönemde öncelikli ve ısrarlı talebimiz; hekimlerin ve sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu boğucu ortamın görülmesi ve artık nefes alamayacak hale gelip tükendiklerinin farkına varılmasıdır. COVID-19 pandemisi ile mücadele her şeyin normal, olağan kabul edildiği ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ülkeyi yönetenlerin hekimleri ve sağlık çalışanlarını görmezden geldiği bir anlayışla sürdürülemez. Hekimler için alkışların yerini uzun süredir hüzün almıştır. Hemen her gün onlarca meslektaşımızın hastalık haberini alıyoruz, birileri televizyonlardan, twetter mesajlarından başarı hikayeleri anlatırken bizler ölüyoruz!”
HAYATIMIZI TEHKİYEDE ATARAK ÇALIŞTIK AMA ŞARTLARIMIZ İYİLEŞTİRİLMEDİ
“Koşulların pandemiye uygun olarak iyileştirilmediği; eşitlik, adalet anlayışından uzak görevlendirmelerle mağduriyetlerin yaratıldığı; hekimlerin yakın geleceğe dair kaygılarının arttığı bu günlerde, sesini duyuramayan, umudunu yitiren hekimlerin emeklilik ya da istifa sayısındaki artış ciddiye alınmalı ve önemsenmelidir. Kötü yönetim ve her şeyi ben bilirim anlayışının ürünü olan bu tabloların sorumluluğu Sağlık Bakanlığı’ndadır. Aylardır özveriyle çalışan hekimleri emeklilik ya da istifa noktasına getiren, yöneticilerin beceriksiz ve empatiden yoksun, çözüm üretmeyen dayatmaları ve vurdumduymazlıklarıdır. Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları olarak, meslektaşlarımızı görevlerinden uzaklaşmamaya, Sağlık Bakanlığı’nı ve ülkeyi yönetenleri ise yasaklama, kısıtlama ya da cezalandırmayı aklına bile getirmeden hekimlerdeki bu sıkışmışlığın ve tükenmişliğin farkına varmaya davet ediyoruz. Pandemiye karşı en ön saflarında mücadeleyi yürüten bizler, güven veren, geleceğe dair kaygıları azaltan, her hekimi ve sağlık çalışanını değerli gören, çalışma ortamının, çalışma koşullarının iyileştirilmesini, kişisel koruyucu donanımların eksiksiz ve zamanında temin edilmesini, maddi ve manevi desteği sözlerde, vaatlerde değil fiilen, hemen ve sürekliliği sağlayarak gösteren bir sağlık yönetimi istiyoruz. Öncelikle bilinmelidir ki, her dönemde ama özellikle COVID-19 pandemisi döneminde sağlık hizmeti için sunulan emeğin maddi karşılığı yoktur. Evde çocuğunu bırakarak ya da hastalığı anne babasına bulaştırma endişesini her gün taşıyarak günlerce COVID-19 polikliniklerinde hasta bakmanın maddi bedeli ölçülemez!”     
PANDEMİ DE KONTROL KAYBEDİLMİŞTİR
“COVID-19 pandemisi sürecinin toplumsal ayağını yönetemeyen, toplumda günlük hayata yansıyan bir pandemi bilinci oluşturamayan, “başarı öyküsü” yaratma çabasından kaynaklı gerçekler yerine sanal rakam ve beklentiler ile pandemide kontrolü kaybettiği anlaşılan yöneticilerin, hastanelerin salgınla kuşatıldığı bu günlerde, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sesine, haykırışına kulak vermelerini istiyoruz. Hekimler ve sağlık çalışanlarında manevi olarak yaşanmakta olan çöküş ve tükenmişliğin, düşük temel maaşlar, komik rakamlardaki performans ödemeleri ile iç içe geçerek pandemi sürecinde yaratabileceği moralsizlik ve zaaflar konusunda yetkilileri uyarıyoruz. Bütün çalışanların ekonomik kriz ve pandemi dikkate alınarak maaşlarında artış yapılması talebiyle beraber, ama öncelikle hekimlerin ve sağlık çalışanlarının performans dahil hiçbir ön koşul ve sınırlamaya tabi kılınmadan, emekliliğe yansıyan, örgütümüzün talepleri doğrultusunda temel maaş alabilmelerinin sağlanmasını; bu gerçekleşinceye kadar mevcut döner sermaye ödemelerinin salgın bitinceye kadar tavandan ödenmesini, Aile Sağlığı Merkezi ve İlçe Sağlık Müdürlüklerinde çalışan hekimlere de yansıtılmasını istiyoruz. Biz hekimler ve sağlık çalışanları bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da işimizi severek ve onurla yapmaya devam edeceğiz. Ülkemizin yaşadığı onlarca olağandışı durumda mesleğimizin doğasında yer alan fedakarlığı ve özveriyi yerine getirmeyi başarmış bir mesleğin mensuplarıyız. Bu doğrultuda öneri ve taleplerimizin dikkate alınmasını umuyor, hekimlerde ve sağlık çalışanlarında biriken ve patlama noktasına gelen kaygı ve tepkileri ülkeyi yönetenlerin dikkatine sunuyoruz. Türk Tabipleri Birliği olarak pandeminin ilk günlerinde yaptığımız uyarıyı bir kez daha tekrarlıyoruz: Hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumayı başaramaz, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız, toplumu hiç koruyamazsınız.”
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum