Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Saim TUNÇMAN

Saim TUNÇMAN


Hocam, Atatürk'süz 18 Mart olur mu!

19 Mart 2018 - 13:21

Günlerden 18 Mart. Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 103. yıldönümü.

Tarihi Namazgah düzenlendikten sonra Biga Belediyesi'nce her 18 Mart sabahı için bir uygulama başlatıldı. Tarihi Namazgah'ta sabah namazı kılınıyor ve kırık buğday çorbası ile üzüm hoşafı ikramı yapılıyor. Çanakkale'de mücadele eden askerlerimizin ne koşullarda vatan savunduklarını bir nebze de olsa hissetmemiz amaçlanıyor.

Bu yıl Biga Kaymakamı Mustafa Can da Başkan Işık'la birlikte saf tuttu. Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi ilçe başkan ve yöneticileri de bir aradaydı. Çanakkale ruhu ile anlatılmak istenen de zaten bu değil mi? Birlik ve beraberlik içinde, bir bütün olmamız gerekmiyor mu...

Ancak sabah namazı sonunda yakışık almayan bir olay yaşandı. Bunu da Biga'da bir süre başarılı bir şekilde gazetecilik yapmış bir arkadaşımızın sosyal medya paylaşımından öğrendik.

Bu paylaşımda "Namazgah’ta 25 dk dua edip bir defa Mustafa Kemal Atatürk’ten bahsetmeyen ilçe müftüsüne tarih öğretecek bir öğretmen yok mu? Her yıl aynı şey. Yazıklar olsun! Oysa Çanakkale ruhu, ayrıştırmayı değil birleştirmeyi örnekler" ifadeleri kullanıldı.

Gerçekten anlam vermekte güçlük çekiyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Cuma Hutbesi'nde de aynı hataya düşüldü. Yarbay Mustafa Kemal'in Çanakkale Zaferi'ndeki katkısı ve komutası nasıl yok sayılabilir? Ülkenin ilk cumhurbaşkanına bir iki kelam hayır duası etmek neden bu kadar zor olabilir?

Biz bir ve beraber olmaktan bahsederken, değerlerimizi yok sayarak mı başaracağız bunu?

Gerçekten çok üzüldüm. İlçe Müftüsü'nü kınıyorum. Bence Çanakkale ruhuna, birlik ve beraberlik temasına gölge düşürdü.

Biga her ırktan, her görüşten insanın barış içinde, bir ve beraber yaşadığı huzur dolu bir ilçedir. Ben doğma büyüme Bigalıyım. Son zamanlarda ilçede bir gerginlik havası oluşturulmaya çalışılıyor. Bu gerginlik ortamına katkı vermekten kaçınmak da aklı başında ve toplum önündeki insanların temel görevidir.

Bu kentin tüm yöneticilerine sesleniyorum. Gelin huzura ve barışa ortak olalım. Biz bu şirin ilçede mutlu yaşamaya devam edelim.

YORUMLAR

  • 0 Yorum