Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Ahmet USLU

Ahmet USLU


VATAN TOPRAĞI ve DÜŞMAN AYAĞI

27 Aralık 2016 - 02:01 - Güncelleme: 27 Aralık 2016 - 15:17

 

Türklerin tarihinde öyle kahramanlıklar vardır ki, o zamanın sembolü olmuştur.Vatan yapma isteği veya vatanı koruma aşkı ile yapılmış Malazgirt zaferi, İstanbul’un fethi ,Çanakkale Destanı ve Kurtuluş Savaşı gibi. Çanakkale savaşı esnasında öyle kahramanlıklar yaşanmıştır ki, her asker bir destandır aslında.Destanın ana teması ise vatan sevgi ve aşkıdır.1915 te Çanakkale’de Osmanlının 23 eyaletinden biri olan Halep’ten gelen askerler 12,16 ve 19uncu tümenlerde kahramanca savaşmıslar ve vatan uğruna 507 şehidi vatan toprağına emanet etmişlerdir. Türk milleti bugün çeşitli yardımlarla haleplilerin yanında olmaktadır. Yalnız genç Haleplilerin vatanlarını terk etmesini ve vatanları için ülkelerinden adeta kaçmalarını izah etmek çok zor olsa gerek.. tabii  1915 te  Çanakkale’de savaşan dedelerini örnek almadıkları ortada. Biz dedelerimizin izinden gidiyoruz Türk milleti olarak.1915 Çanakkale’de Yozgatlı Yetimoğlu Hasan bakın vatan için ne düşünüyordu:

 

. Yozgatlı Yetim Hasan ile hemşerisi İbrahim, Seferberlik ilan edildiği günden beri hiç ayrılmamış ve Seddülbahir’de aynı bölüğe düşmüşlerdi.Bütün gece siperlerden düşmana karşı ateş etmişler ve siperlere düşmanı sokmamışlardı.Gün ışıyınca Askerin bir kısmı sabah tayinlerini almak için siperlerin gerisine gitmişlerdi Hasan, köylüsü İbrahim’e “Ben şöyle bir dolaşıp geleyim” dedi. Mevzi gerisinden kaybolup gitti.

Aradan on beş dakika kadar geçmişti ki, Hasan elinde bir çift İngiliz çizmesiyle siperlere döndü. siperlerdeki arkadaşları görünce şaşırdı.

“Hasan, nereden buldun o çizmeleri?”

“Az aşağıya ayak yoluna indim, bir baktım ki yerde yatan bir gavur var. Ayağına baktım, çizmenin biri var diğeri yok. Meğerse ayağı kopmuş. Üzerindekini çözüp aldım, diğerini de az ileride bulup getirdim.”

Çavuş, Hasan’a doğru yaklaştı; çizmenin içindeki kopmuş bacağı görünce irkildi. Çizmelerin her ikisi de kan içindeydi.

“Adın ne senin?

“Hasan’dır Çavuşum”

“memleketin neresi”

Yetimoğlu Hasan künye saymayı asker olmadan öğrenmişti.

“Yetimoğlu Hasan ,Bozok sancağı,Sorgun  Nahiyesi,Araplı karyesindenim.

“Oğlum biz vatan derdindeyiz, sen ayağındaki çarığı postala çevirme peşindesin!”

Hasan’ın kalın kaşları çatıldı.

“Çavuşum, elimizde bir çift potin görüp, bizi ganimet düşkünü mü sandın! Şunu iyi bil ki; her kim benim vatanıma, toprağıma izinsiz ayak basarsa onun ayaklarını koparırım.    Unutma…! dün bu gavur kendi ayaklarının üzerindeydi. İzinsizce toprağımıza ayak bastığı için bu ayak ve bu postal şu an elimde.”

Çavuş, sert çıkışıyla acemi askeri tesiri altına almak istemişti. Fakat acemi askerden kahramanca bir cevap almıştı.

Çavuş, Hasan’ın gözlerinin içine baktı ve gülümsedi; Hasan da elindeki çizmeleri fırlatıp attı.

İşte Vatan Yozgatlı Yetimoğlu Hasan’a göre ayak basan düşman ayağının kırılması,Suriyeli Araplara göre ayak basılan vatanı terk etmektir. 

Yetimoğlu Hasan  Yozgatlı Tarihçi Yazar Osman KARACA'nın derlemesidir..

YORUMLAR

  • 0 Yorum