Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

GÜNEŞHAN;" KAZANACAĞIMIZ BELEDİYELER DE EN AZ 2 BİN 200 TL MAAŞ VERİLECEKTİR"

CHP Çanakkale İl Başkanı İsmet Güneşhan ülkenin 2018 yılını, il yönetim kurulu olarak göreve gelmelerinin birinci yılını ve 31 Mart 2019 yılında yapılacak olan yerel seçimler ile ilgili olarak yapmış oldukları çalışmaları kamuoyuyla paylaşmak için basın mensuplarıyla düzenlenen toplantıda bir araya geldi.

09 Ocak 2019 - 16:41 - Güncelleme: 09 Ocak 2019 - 16:46

İsmet Güneşhan’ın açıklamaları şu şekilde:

"Ben öncelikle tekrar 2019 yılının başta ülkemiz olmak üzere, bölgemize ve tüm insanlığa Demokrasi, Adalet, Barış, Huzur, Sağlık ve Mutluluk getirmesini diliyorum.

2018 yılının en önemli olaylarından biri 2019 Kasım ayında yapılması gereken Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin erken bir seçimle baskın bir seçimle 24 Haziran 2018 tarihinde yapılmış olmasıdır.

Oysa Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan “erken seçim talebinde bulunmak vatana ihanettir erken seçim ekonomiye darbedir” demişti.

24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucu Türkiye 1876- 1.Meşrutiyet ile başlayan parlementer sistem deneyimini terk ederek tüm yetkilerin yani Yasama, Yürütme ve  Yargının bir kişinin elinde toplandığı çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazı olan Kuvvetler ayrılığıı ilkesinin ortadan kalkması ile sonuçlanmıştır. 23 Nisan 1920 yılında Egemenlik saraydan alınıp kayıtsız şartsız millete verilmişti.  Kayıtsız şartsız milletin olan egemenlik maalesef tekrar saraya verilmiştir. Devlet yönetiminde olması gereken denge ve denetleme kurumları fiilen ortadan kalkmıştır.

Bugün ülkemizde yargının durumu maalesef içler acısıdır. Yargıtay Başkanının yapmış olduğu açıklamada halkın yargıya olan güvenin %30 lara düştüğünü söylemiştir. Eğer bir ülkede Yargıya, Adalete ve Hukuka olan güven ortadan kalkmışsa o ülkede kaos olur, kargaşa olur, çatışma olur. Eğer Yargı çökmüşse devlette çökmüş demektir.

 

BUGÜN MAALESEF ÜLKEMİZDE PARASI OLANLAR İLE SİYASAL GÜCÜ OLANLAR YARGILANMIYOR

 

AKP Gaziantep milletvekili Şamil Tayyarın da belirttiği gibi “Feto borsası” kurulmuştur. Parayı bastıran zengin Fetöcüler yüksek paralar ödeyerek yargılanmaktan yırtıyor. Hakim savcılar kurulu hakim ve savcılar nihai karar vermeden önce kendilerine danışmalarını istiyor.

Bugün sadece ve sadece barış istediler diye akademisyenler tutuklanıyor, hapse atılıyor ve işlerinden güçlerinden oluyorlar iş sözleşmeleri fes ediliyor. Mahkeme kararıyla bile iş başı yaptırılmıyor.

En yüksek yargı organı olan ve kararları herkes tarafından uyulması ile zorunlu olan Anayasa Mahkemesi kararları alt mahkemeler tarafından uygulanmamaktadır.

 

ALT MAHKEMELER GÜCÜNÜ HUKUKTAN DEĞİL MAALESEF SARAYDA ALMAKTADIRLAR

 

Bugün ülkemizde Temel Hak ve Özgürlükler, Düşünce özgürlüğü Basın özgürlüğü ve Halkın haber alma özgürlüğü rafa kaldırılmış ve  yok denecek kadar azalmıştır.

Bugün yüzün üzerinde gazeteci cezaevinde tutuklu bulunmaktadır.

Yine en son ömrü feto ile mücadele içersinde geçmiş olan Emin Çölaşan ve Necati Doğru’ya “fetoculuktan” iddianame yazdılar.

 

FOX HABER VE UĞUR DÜNDAR’IN HALK ARENASI KAPATILMIŞTIR

 

Varlığıyla onur duyduğumuz Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’i sabah evlerinden polisle aldırıp hapse tıkmaya çalıştılar.

Hayatı boyunca feto ile mücadele eden Parti Meclis Üyemiz ve geçmiş dönem Milletvekilimiz Eren Erdem hakkında hiçbir somut delil olmamasına rağmen bir kumpas kurularak bugün cezaevinde tutulmaktadır.

Pazartesi günü mahkeme tutuksuz yargılanması ve derhal serbest bırakılması ile ilgili karar vermiştir. Ancak savcının itirazı ve sabahı beklemeden geceleyin alelece oluşturulan bir mahkeme ile tekrar tutuklanmasına karar vermiştir. Bu bir hukuk skandalıdır. Eren Erdem suçsuzdur. Suçsuz olan birinin cezaevinde olması hepimiz için büyük bir üzüntüdür.

Ülkemiz 2018 yılında  çok ciddi bir ekonomik kriz ile karşı karşıya kalmıştır ve bu kriz halen devam etmektedir. 16 yıllık AKP iktidarı sonucunda Türkiye Cumhuriyeti ekonomik bağımsızlığını kaybetmiştir. 16 yıllık AKP iktidarinın sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisi bir avuç tefeciye teslim edilmiştir

Vatandaş, Esnaf, Çiftçi, Sanayici, yani herkes ve devlette borç batağındadır.

 2018 ilk dokuz ayında Londra’daki bir avuç tefeci, faiz lobisine ödenen para 9.724.000.000 milyon dolardır.16 yıllık AKP iktidarinda ise 159 milyar dolardır.

Türkiye’deki faiz lobisi ne ise 16 yılda ödenen para 600 milyar TLdir. Bu faize ödenen paralar ile Türkiye’de neler yapılabileceğini hepimiz çok iyi biliyoruz.

Bugün gelinen nokta itibariyle Türkiye sadece almış olduğu borçları ödemek için değil aynı zamanda bunların faizlerini ödemek içinde borç para bulmak zorundadır. Bunun için dünyanın en yüksek faizini veren 3. ülkeyiz.

2018 yılında bu iktidar, halk için, vatandaş için değil bir avuç rantiyeci faiz lobisi için çalışmıştır.  Örneğin; 13 Ağustos’ta Londra’daki bir rantiyeci Türkiye’ye 1 milyon $ getirip bozdursa 6.883.000 TL ediyor. Bununla da tahvil alıp 3 Aralık’ta bozdursa eline 7.384.000 TL para geçiyor ve aynı gün dolar alsa tam 1.400.000 dolar ediyor yani 3 aylık bir zamanda 400.000 dolar kar ediyor.

 

BUGÜN ÜLKEMİZDE ASGARİ ÜCRET ALTINDA ÜCRET ALAN 1.800.000 AİLE VAR

 

Asgari ücret olan yani 2018 yılında 1.603 TL ile geçinmek zorunda kalan 6.700.000 aile var.

2018 yılı sonu itibariyle baktığımızda issizlik Çift hanelere ulaşmış %12 seviyesindedir. Bu işsizlik genç nüfusta ( 15-25 ) yaş arasında %21 Oysa işsizlik tüm kötülüklerin anasıdır.İşsiz kalan anne baba çocuklarına bakmak için, ihtiyaçlarını karşılamak için her şeyleri yaparlar.İşsiz baba, okulun istediği pantolonu alamayınca intihar etti.

Bugün ülkemizde 4 milyon emekli aldıkları emekli maaşı yetmediği için iş bakıyor.

Çiftçimizin durumu ortada gübre fiyatları ilaç fiyatları akaryakıt fiyatlarının ne kadar olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.

2006 yılında bir tarım kanunu çıktı buna göre her yıl gayrisafi milli hasılanın %1’i kadar çiftçiye destek verilmesi gerekiyordu ama hiçbir yıl bu tam %1 oranında verilmedi 12 yıllık ak AKP döneminde çiftçinin bu iktidardan 154 milyar alacağı var bunlar verilseydi ne canlı hayvan ithalatı ne saman ithalatı ne de mercimek İthalatı olurdu.

 

ESNAF BUGÜN KAN AĞLIYOR

 

 Yıllardır babalarından kalma dükkanları çalıştıranlar bugün teker teker kapatmak zorunda kalıyorlar.

Vatandaşlarımız perişan. AKP iktidarı döneminde vatandaşın borcu 79 kat arttı. Vatandaşımızın toplam borcu 522 milyar TL'dir. Vatandaşımız borç batağındadır. Vatandaşımız bugün nefes alamamaktadır. Tüketici kredisi borçlarındaki artış 229 kat arttı. Yani iktidara geldi 56 milyon olan tüketici kredisi borçları şimdi 12 milyar 233 milyar TL.

Ocak ve Ekim ayı arasında 1.056.000 vatandaşımız icraya düşmüştür. Yine Ocak ve Ekim ayı arasında vatandaşımız 55 milyar bankalara faiz ödemiştir.Kredi kartı ve Tüketici kredisi borçlarının faizleri olarak 2003-2018 yılları arasında 433 milyar faiz ödemiştir.

 

SANAYİCİMİZ MAALESEF ÜRETİM YAPAMIYOR

 

16 yıllık  AKP iktidarı sonucunda eğitim sistemimiz yazboz tahtası haline gelmiştir tam 11 sefer eğitim sistemi değiştirilmiştir.Çocuklarımız bir denek olarak kullanmıştır.

Özellikle üniversitelerimizde eğitim kalitesi dünya standartlarının çok çok altındadır. Bugün dünya da  ilk 500 üniversite içinde tek bir üniversitemiz bile yoktur. Bugün üniversitelerimiz de öğretim görevlileri  bilimsel çalışmalarına göre değil,  iktidara yakınlıklarına göre görev yapmaktadırlar.

Çanakkale olarak da biz böyle bir meczup öğretim üyesi “1924 yılında camiler kapatıldı, Çanakkale ve Bursa’da genel ev olarak kullanılan camiler var” dedi. Uzay bilimleri dekanı kadın adaylara oy vermeyeceğini söyledi.

AKP’nin rektörü “İslami olarak cumhurbaşkanımıza itaat etmek farzdır, karşı çıkmak haramdır” dedi.

üniversitelerdeki bu kendini bilmez yöneticilerin sayesinde maalesef hiçte tasvip etmediğimiz bir çok olaylarla da karşılaştık. Herkesi fetocu diye gammazlayan, YÖK tarafından korunan kafadan kontak araştırma görevlisi,tabancayla Osman gazi Üniversitesi’ne bastı dört akademisyeni kurşuna dizdi.

Yine geçen gün bir üniversite öğrencisi sınavda kopya çektiği için yakalandığı öğretim görevlisini öldürdü. AKP’nin izlemiş olduğu eğitim politikası sonucunda bugün maalesef ülkemiz eğitim de çok gerilere düşüp dünya sıralamasında alt sıralarda bulunmaktadır.

2018 yılında da yine toplumsal barışımız büyük bir tehlike altında kalmıştır. AKP iktidarında toplumun ayrıştırılması, kutuplaştırılması sonucunda toplumsal huzur maalesef her geçen gün daha artarak bozulmuştur.

Bugün şehit yakınları ve gazilerimiz arasında bile ayrımcılık yapılmaktadır. Güvenlik güçlerimiz çok zor şartlar altında,karda, kışta -30°’de vatanımızı korumak için terörle mücadele ederken şehit oluyorlar. 15 Temmuz Şehitleri de bizim şehitlerimizdir. Ama bu şehitlerimiz arasında niçin ayrımcılık yapılmaktadır. Seçim döneminde hem bizler hem de AKP, Güvenlik Güçleri, Öğretmenler, Sağlık çalışanları, Din görevlilerine 3600 ek gösterge vereceklerini söylediler ama maalesef bunları gerçekleştirmediler. Geçtiğimiz gün İYİ parti bir yasa önergesi verdi ama AKP ve MHP’ye oylarıyla reddedildi.

2018 yılında da dış politikada izlenen yanlış politikalar sonucu ülkemizin itibarı uluslararası arenada yerle bir olmuştur. Özellikle yanlış Suriye politikası sonucunda Türkiye Suriye bataklığının içine iyice çekilmeye çalışılmıştır. 2011 yılında 15 gün içersinde Şam Emevi camiinde cuma namazını kılmayı hayal edenlerin bugün ülkeyi ne hale getirdikleri apaçık ortadadır.

Hepimizin yakından bildiği gibi Türkiye uluslararası bir skandalla daha karşı karşıya kalmıştır. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştır. Devasa Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı sarsılmıştır. Katiller aynı gün cinayeti işledikten sonra ellerini kollarını sallaya sallaya iki özel uçakla Türkiye’den ayrıldılar. Konsolos da 15 gün sonra VİP den Ülkemizi terk etmiştir. Hükümet bütün bu olanları bitenleri biliyordu şimdi Suudi Arabistan’dan bu katillerin geri istiyor bize geri verin diyor tabi ki geri vermiyorlar.

 MİT müsteşarı Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosuna gelip bilgi vermek yerine ABD’ye gidip Senato istihbarat komitesine bilgi veriyor Cumhurbaşkanına bu sorulduğunda ise benim haberim yok diyor haberi yoksa ayrı bir felaket , varsa o daha da bir felakettir. Bu utanç verici bir durumdur.

11 Ocak 2018 muhtarlar toplantısında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan aynen şunları demişti “Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın” demişti.

Merkel tutuklu gazeteciyi verin dedi, bir gecede iddianame hazırlandı, ertesi gün yargılandı ve serbest bırakıldı. Uçak havaalanından havalanır havalanmaz da bir başka mahkeme tutuklama kararı verdi. Macron istedi diye yine gazeteci serbest bırakıldı. Bu hukuk skandalları sömürge devletlerinde bile yoktur. Macron İstiyor diye, Trump istiyor diye Merkel istiyor diye serbest bırakılıyorlar teslim ediliyorlar. Oysa bugün ülkemizde hala iddianamesi hazırlanmamış bir çok tutuklu bulunmaktadır.

2018 yılı sonunda Türkiye demokratik parlamenter sistemden tek adam rejimine geçildiği, Ekonomi nin iflas edip yabancılara teslim edildiği, Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının ortadan kalktığı, Toplumsal barışın hızla yok olduğu, Uluslararası alanda saygınlığının hızla yok olduğu bir yıl olmuştur.

7 Ocak 2018 tarihinde yapılan 35. Olağan İl Kongresinde kongre delegelerimizin oylarıyla iki yıllığına göreve seçildik. Göreve geldikten sonra 3 Şubat 2018 yapılan “ADALET VE CESARET” büyük kurultayına katıldık genel başkanlığa yeniden Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi için destek verdik. 9-10 Mart  2018 tarihinde yapılan Tüzük kurultayında Divan’da görev alarak daha demokratik, daha sade bir tüzük hazırlanmasına katkı sunduk.

Nisan ayında ise erken bir seçim, baskın bir seçim ile karşı karşıya kaldık. 60 günlük bir süre içinde seçimlerin yapılacağından dolayı milletvekili adaylarımızı, örgütlerimizin görüşü de alınarak merkez yoklaması ile belirledik.

Cumhurbaşkanı adayımızın Muharrem İnce olması yönünde görüşlerimizi genel merkeze ilettik ve daha sonra partimizin adayı olarak gösterildi. Bu seçimler siyasi partilerin bir yarışından öte, ittifakların yarışı halinde geçmiştir.öncelikli görev alanımız olan  Çanakkale de Millet ittifakı 190.000 oy almıştır. Cumhur ittifakı 160.000 oy almıştır. Dört Milletvekilinin ikisini Millet ittifakı ikisini de Cumhur ittifakı çıkarmaya hak kazanmıştır. İttifaklar içersindeki oy dağılımından sonra CHP  iki ve AKP iki milletvekili çıkarmıştır. Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce ise % 44 ile  Çanakkale’de en fazla oyu almıştır.

Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra partimizde bir grup kurultay delegesi arkadaşlarımız olağanüstü kurultayı toplanması için imza toplama sürecini başlattılar. Biz de bu dönemde bunun doğru olmadığını önümüzde yerel seçimler olduğunu birlik beraberlik içersinde bu seçimlere hazırlanmamız gerektiği ve olağanüstü kurultaya gerek olmadığı yönünde görüşlerimizi aktardık.

Bu süreçten sonra 31 Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimlerde Çanakkale merkez ve diğer ilçelerde Belediye Başkan adaylarının, Belediye meclis üyesi adaylarının ve İl genel meclis üyesi adaylarının sıralamalarının tespiti için çalışmalarımıza başladık.

Birden fazla belediye başkan aday adayının olduğu yerlerde tüm üyelerin katılımıyla eğilim yoklamasıyla Belediye Başkan adayımızı tespit ettik. İl genel meclis üyesi aday sıralamasını da yine tüm ilçelerde eğilim yoklaması yaparak adaylarımızı  belirledik. Belediye meclis üyesi sıralamalarının tespitinde ise İlçeleri serbest bıraktık. Çünkü her ilçenin kendine özgü bir yapısı vardı, dinamikleri vardı, kanaat önderleri vardı. Merkez ilçede ise fermuarlı eğilim yoklaması yapılması yönünde MYK karar aldı.

 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan yerel seçimlerde biz Cumhuriyet halk Partisi olarak tüm seçim çevrelerinde iddialıyız. Yerel yönetim sosyal demokratların işidir. Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerin yönetildiği ilçelerde, yerleşim bölgelerinde, yaşam kalitesi, kaynakların doğru kullanılması, herkese eşit davranılması, demokratik, şeffaf, katılımcı bir anlayışla yönetilmesi açısından son derece başarılıdır.

İNGEV  yani İnsani Gelişme Vakfı tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda 161 Büyükşehir ilçeleri değerlendirme yapılarak ve bunun sonucunda insani gelişmişlik endeksine göre en başarılı ilk on ilçe Cumhuriyet halk partili belediyelerdir. Başarısız olan en son on ilçe ise ikisi HDP, sekizi ise AKP’li belediyelerdir. Bu şunu açıkça gösteriyor ki yerel yönetimlerde, bütün yurttaşlarımızın kaliteli hizmet alabilmesi için Cumhuriyet halk partili adaylara destek vermeleri gerekmektedir. Tüm yurttaşlarımızın kaliteli hizmet almak en doğal haklarıdır. Çanakkale özelinde sahip olmuş olduğumuz tüm belediye başkanlarımız son derece başarılıdır. Bu belediye başkanlarımız tekrar seçimleri kazanacaklardır. Artı yeni belediye başkanlıkları da kazanacağız.

Değerli arkadaşlar belediye başkanlarımızın yapmış oldukları hizmetlerle ilgili hiçbir şey diyemiyorlar. Sadece Belediye başkanlarımıza yönelik iftira ve karalama kampanyası yapmaktadırlar.

 Değerli arkadaşlar, Hepinizin bildiği gibi geçtiğimiz dönemde Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan ve AKP Belediye meclis üyesi Tülay Ömercioğlu arasında bir siyasi tartışma meydana gelmişti. Ancak AKP'li arkadaşlar yanlış bilgiler aktararak Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan’ı da işe atlatmışlardır. Konu ulusal basına da yansımıştı.  AKP yönetimi daha sonra da, Cumhuriyet Savcılığına başkanımız hakkında suç duyurusunda bulunmuslardır. Cumhuriyet Başsavcılığı da  soruşturma izni verilmesi için İçişleri Bakanlığı’na başvurmuştur. İçişleri Bakanlığı da içeriğine tam olarak bakmadan siyasi olarak değerlendirip soruşturma izni vermiştir. Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan da bu soruşturma izninin iptali için Danıştaya itiraz etmiştir.  Danıştay 1. Daire yapmış olduğu incelemelerden sonra soruşturma izni iptal etmiştir. Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan ile Tülay Ömercioğlu arasında geçen diyalogda herhangi bir hakaret herhangi bir suç unsuru olmadığına karar vererek ve soruşturma iznine gerek olmadığını belirtmektedir.

Değerli arkadaşlar Cumhuriyet halk Partisi olarak biz Çanakkale halkının teveccühünü ve desteğini almış bir partiyiz. 1968 yılından beri Çanakkale’de Belediye Başkanlığı Sosyal demokratların, Cumhuriyet Halk Partisinin yönetiminde olmuştur. Bundan sonrada olmaya devam edecektir.

Biz Cumhuriyet halk Partisi olarak Genel Başkanımız Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU'NUN da direktifiyle ülkemizin içinde bulunduğu krizde göz önüne alınarak sahip olduğumuz belediyelerde ve yeniden kazanacağımız belediyeler de en az 2.200.TL maaş verilecektir.

Yine bize ait olmayan ve yeni kazanacağımız belediyeler de hiç kimsenin işi ile, ekmeği ile, aşı ile oynanmayacaktır. Onların haklarını sonuna kadar koruyacağız" dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum