Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

ÇANAKKALE BAROSU'NDAN 5 ARALIK DÜNYAKADIN HAKLARI GÜNÜ MESAJI

ÇANAKKALE BAROSU'NDAN 5 ARALIK DÜNYAKADIN HAKLARI GÜNÜ MESAJI
05 Aralık 2018 - 12:21

Çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak için kadını ve erkeği eşit yurttaş yaratmanın gerekli olduğuna inanan, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran irade ve bu iradenin önderi Mustafa Kemal Atatürk,5 Aralık 1934’te bir kez daha tüm dünyaya örnek olacak bir karara öncülük etti. Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkı için harekete geçti. Ve, Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklik ile bundan tam 84yıl önce kadınlar, en demokratik haklarına kavuştular.

  Dünya'nın tüm ülkelerinde  kanayan bir kadın sorununun hala var  olması ,bir problem sahası olarak karşımıza çıkmaktadır ve  özellikle gelişme halindeki ülkelerde kadın sorunlarına bakılarak o  ülkenin gelişme seviyesi hakkında tahminler yapmak da mümkündür. Diğer bir deyişle kadın sorununa getirilecek çağdaş çözümler ülkenin kalkınma seviyesini de belirleyecektir. Asrın liderleri arasında bu ilişkiyi "en iyi gören kuşkusuz büyük önder Atatürk olmuştur. Atatürk kalkınma sürecinin kadın sorunlarının çözümünden geçtiğini daima vurgulamıştır

     Ulu önder, Türk kadınlarının hiçbir alanda erkeklerden ve dünyadaki diğer kadınlardan geri kalmayacakları yolundaki inancını da“Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip, donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.”sözleriyle dile getirmiştir.

     Kadınlara tanınan seçme ve seçilme hakkı gibi büyük bir devrim sonrasında aradan geçen bir asra yakın sürede  Türk kadınının ekonomik ve sosyal hayatta bulunması gereken yerde yer alamamasının temel sebebi yaradışılından gelen bir sorun olmayıp ,Maalesef ki öncelikle kendisine yönelen her türlü şiddetle ve hala kadının okur yazar olmasının önüne geçen ve kadını sadece doğurganlık sembolü olarak gören zihniyetle mücadele etmeye sarf ettiği çabası ;eşit olduğunu anlatırken verdiği mücadelesidir.Artık Türk Kadınının  temel insan hakları konusunda kaygılanmak ve toplumda var olma çabası göstermek yerine gerçek potansiyelini ortaya çıkararak ; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip, donanmak üzere çabalaması gerekmektedir.Ve Türk kadınının bu gücü fazlasıyla elinde bulundurduğuna şüphe yoktur.

Ülkemizde Kadınlar yönetimdeki hakkını ancak siyasete katılarak kullanacaktır.Maalesef ki,Türkiye, parlamentodaki kadın üye yüzdesi açısından; 1935’te yapılan seçimlerde %4.6 oranıyla dünya oranlarına göre 21. sırada iken  günümüzde  kadın milletvekili oranının ortalaması dünya ülkelerinde ortalama  %22 iken , bizim ülkemizdeki oran %17 ile ortalamanın çok altında olup, bu konuda Türkiye dünyada 91. sırada yer almaktadır.

Nüfusun yarısını oluşturan kadınların karar alma süreçlerine daha aktif katılımının sağlanması, siyasette eşit oranda temsil edilmesi ise;  her şeyden önce bir demokrasi meselesidir. Anayasa’da, siyasi partiler ve seçim yasalarında, parti tüzüklerinde, seçilme hakkımızı yaşama geçirmek üzere gerekli değişikliklerin gecikmeksizin yapılması, Seçilen kadınların da gerçekten kadının yanında ve kadın sorunlarını yine kadın gözüyle, kadın diliyle çözüm üretmesi gerekmektedir. Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin 84.yıldönümü sebebiyle, bugün ve her zaman hayatın her alanında söz, yetki, karar ve politika üretim mekanizmalarında eşit temsiliyet sağlanıncaya kadar bu taleplerimizin takipçisi olacağımızı saygıyla bilgilerinize sunarız.

ÇANAKKALE BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU

YORUMLAR

  • 0 Yorum